Kayıtlar

Mayıs, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Devrim Arabaları Filminin Ardından

Resim
14 Kasım 2008 günü Devrim Arabaları filminin ilk gösteriminden önce filme dair bir yazı yazmıştım . O dönemde filme gitme imkanımın olmadığını ancak fırsatı olanların mutlaka gitmesi gerektiğini belirtmiştim birkaç satırda .  Dediğim gibi de fırsatım olamadı ve filme gidemedim . Üstelik o dönemde filme birçok kişi daha gidememiş ve ilgi görmeden gösterimden kalmıştı . Bu sinema yayınında doğru zamanı seçmenin önemi üzerine tartışıp konuşmuş yayıncılar ve doğru zamanı seçemediklerini düşünüp tekrar filmi piyasaya sürdüler . Bugün hem merak ettiğim için hemde 2. Muhibbiler Konuşuyor etkiliğimizin konusu olması sebebiyle izlememiz gerekiyor diyip gittik . Baştan şunu diyebilirim ki Türk Sinema tarihinin en dokunaklı , en başarılı filmlerinden biri olmuş . Ancak yine farkettim ki film aslında kendini anlatıyordu . Toplumumuzun kendi değerlerine , emeklerine duyarsızlığını anlatan bu filmin salonunun boşolmasıda tıpkı filmin konusu gibiydi işte . Daha çok söylenecek söz var bu konuda a

Temiz Hava ve Sakinlik Arayana Kaynaklar Köyü

Resim
An gelir insan işten güçten bunalır , şehirden sıkılır kaçası gelir ya kalabalıklardan . İşte öyle bir günün notlarını paylaşıyorum bu yazıda . Okulda tüm haftanın yorgunluğunu atmak için bugün sessiz , sakin köşelere kaçtık . İlk gittiğimiz yer çok farklıydı . Buca gölet tarafında bir yerdi . Atlar vardı , girdik onları sevdik . Orda şunları öğrendim mesela , at diye bir tabir vardır ya =) işte o İngiliz atları için söylenmiş kesin =D Mübareklerin hepsi heybetli bırakın binmeyi insan yanına yaklaşırken tırsıyor . Midilli çok uysaldı . Bir cins daha vardı şimdi adını hatırlamıyorum neydi ama onlarda berbat kıskançtı be arkadaş =D bir ahırda iki at var hangisini severseniz diğeri ısırmaya çalışıyordu . Son olarakta arap atları vardı ki onlarda midilli gibi uysaldılar . Her neyse bu kısa atlarla ilgili bilgiden sonra esas konumuz olan Kaynaklar Köyüne geçeyim . Köy Buca Gölet'e 6 Km mesafede . Yolu gayet iyi . En son 8-9 yıl önce gitmiştim , o zamanlar su doldurmaya gidiyorduk oralar

İşte Hayatımın Süper Kahramanı

Yazılarımın bir çoğundan kelime eksikliği , cümlelerde düşüklük gibi hatalar olabiliyor . Birçok kere bu hatalarım ya annemin yazılarımı okuduğu ana kadar ortaya çıkmıyor yada Hande'nin msn'den yolladığı gülen adam ifadesiyle belli oluyorlar . (Sanırım kadınlar daha dikkatli bazı konularda =P ) Sebebi basit aslında bu hataların . Bilgisayar başında otururken , aniden aklıma takılan bir konu oluyor ve başlıyorum hemen yazmaya . Yazı biter bitmez de yayınla tuşuna tıklıyorum . Kontrol etmeden yollanan bu yazılarda haliyle birçok hata çıkıyor . Aslında bir çarem var , hatasız yazı yazmak için . Ama her nedense çok ender uyguluyorum bunu . Çare sindirerek yazmakta . Kalemle kağıda yazıp , defalarca okuyup sindirmekte . Bu zamana kadar birkaç yazıyı böyle yazdım ve ukalalık gibi olmasın ama gerçekten çokta güzel yazılar çıktı ortaya =) İşte şuanda okumakta olduğunuz bu satırlarda , o ayrıcalıklı yazılarımın arasında . Sindirerek , yutkunarak yazılan bir yazı bu . Bu yazı öyle b