Devrim Arabaları Filminin Ardından


14 Kasım 2008 günü Devrim Arabaları filminin ilk gösteriminden önce filme dair bir yazı yazmıştım . O dönemde filme gitme imkanımın olmadığını ancak fırsatı olanların mutlaka gitmesi gerektiğini belirtmiştim birkaç satırda . 

Dediğim gibi de fırsatım olamadı ve filme gidemedim . Üstelik o dönemde filme birçok kişi daha gidememiş ve ilgi görmeden gösterimden kalmıştı . Bu sinema yayınında doğru zamanı seçmenin önemi üzerine tartışıp konuşmuş yayıncılar ve doğru zamanı seçemediklerini düşünüp tekrar filmi piyasaya sürdüler .

Bugün hem merak ettiğim için hemde 2. Muhibbiler Konuşuyor etkiliğimizin konusu olması sebebiyle izlememiz gerekiyor diyip gittik . Baştan şunu diyebilirim ki Türk Sinema tarihinin en dokunaklı , en başarılı filmlerinden biri olmuş . Ancak yine farkettim ki film aslında kendini anlatıyordu . Toplumumuzun kendi değerlerine , emeklerine duyarsızlığını anlatan bu filmin salonunun boşolmasıda tıpkı filmin konusu gibiydi işte . Daha çok söylenecek söz var bu konuda ama yazmaktansa bu acı cümleleri Cumartesi günü sözlü olarak dile getirmeyi yeğelerim...

Bir ufak dipnot ; filmin senaristi ve yönetmeni olan Tolga Örnek , daha önce Gelibolu filmini yapmıştı ve çok fazla eleştiri almıştı . Bu filminde ise birçok ödül toplamış .



Filmde tüm oyuncular çok başarılı ancak Selçuk Yöntem'in her sözü , konuşması ayrı bir tad =)

Mutlaka siyasi çıkarımları var bu filmin ama dedik ya yeri 16 Mayıs Muhibbiler Konuşuyor onlarında =)

Yazının bundan sonraki kısmı 14 Kasım 2008 tarihli yazıma ait :

Fıkra bu ya üst rütbeli zebaniler cehennemi teftişe gelecek olmuş . Cehennemde her ülkeden gelen insanların içine atıldığı kazanlar varmış . Sırayla her ülkeye ait kazanın yanından geçmişler . Kazanın başında bir zebani kazandan fırlayanın tepesine vuruyormuş tekrar kazanın içine düşüyorlarmış . Ancak tam Türkiye nin kazanının önüne geldiklerinde baş zebani hiddetle bağırmış .

-         Bu ne rezalet nerede buradaki görevli ?

-         Efendim onun başında bir görevliye gerek görmedik

-         Bu ne saçmalık , niye görevliye gerek görmemişsiniz ?

-         Efendim Türklerin bir özelliği var , onlarda yukarı çıkmak isteyen kim olsa mutlaka biri aşağıda çekiyor bu yüzden durmaya gerek görmedik başlarında

Dedik ya bu sadece bir fıkra . Örneklerle güçlendirmek için bir gayretim olmayacak , gülüp geçesiniz diye yazdım . Birde tarihten bir dipnot olarak günümüze gelen bir sinema filmini anlatmak için .

Filmin adı "Devrim Arabaları"

Yıl 1961. Ordunun binek otomobil gereksinimini karşılamak için, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel otomobil üretilmesini ister. 16 Haziran 1961'de Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Türk mühendislerine görev düşer. Tamamen Türk mühendislerince, Türk yapımı bir otomobil yapılmasına karar verilir. Yapılan üst düzey toplantılarda alınan kararla, dört buçuk ay gibi bir zamanda Devrim Otomobil'in tamamlanması gerekmektedir. Otomobil 29 Ekim 1961 Cumhuriyet Bayramı'na yetişmelidir. Ödenek, bir milyon dört yüz bin Türk Lirası'dır.

İnanılmaz şey gerçekleştirilir, Türk mühendisleri gece gündüz, büyük bir özveri ve azimle Devrim Otomobil'i yetiştirirler. Eski bir altı silindirli Chevrolet motorunun iki silindiri kesilerek kalıp yapılmış, motor gövde ve başlığı Sivas Demiryolları Fabrikası'nda dökülmüştür. Ankara Fabrikası'nda işlenmiştir. Segman, piston Eskişehir'de yapılıp, Ankara Fabrikası'nda monte edilmiştir. Gücü kırk BG'dür. Şanzımanlar tamamen yerli olarak Ankara Fabrikası'nda yapılmıştır. Orijinal jantlarında ve kaputta "Devrim" yazmaktadır. Ön panel kadranları Türkçedir; yani "yağ", "benzin", "hararet".

Devrim Otomobil'inin son eksiklikleri Eskişehir-Ankara arasında trende giderilir. İki otomobil vardır trende; cilalanır, tehlikeye karşılık benzin koyulmaz. Cumhuriyet Bayramı törenine cumhurbaşkanı bu otomobille gitmek istemektedir. Törene cumhurbaşkanını götürecek otomobile zamanında benzin koyulması unutulur. Yüz metre sonra otomobil durur... Direksiyondaki mühendisin benzin bitti demesi üzerine cumhurbaşkanı; "Batı kafasıyla otomobil yaptınız, Doğu kafasıyla benzin koymayı unuttunuz," der. İkinci otomobile benzin koyularak yola devam edilir ancak; "Devrim Otomobil" basının diline düşmüştür artık...

Ertesi gün bütün basın, arkasına yerli ve yabancı işbirlikçi güçleri alarak "Devrim"e saldırırlar. Türk mühendisleri ve Türk otomobili yerden yere vurulur. Hiçbir yerde, hiçbir otomobil bu kadar karalanmamıştır. Kimileri modeli çalıntı der, kimileri Türk mühendislerinin yetersizliklerini eleştirir. Hiçbir gazetede öteki otomobil ile Anıtkabir'e gidildiğinden hiç söz edilmez.

Film bu yaşanmış olaydan yola çıkılarak hazırlanmış . Henüz izlemedim ve izleme fırsatımda olabilir mi bilemiyorum . Benden tavsiye fırsatınız olursa izleyin sonrada anlatın bize de =))

Cem Yılmaz ın Türk Telekom gösterisinde ki bu kadar zamandır beni buradan nasıl indirmediler söylemine katılmamak içten değil . Gaddarız kendimize hiç kimseye olmadığımız kadar , hayranız yabancıya kendimize düşman olduğumuz kadar .

NOT : Turgut Özakman 'ın katıldığım bir söyleşisinde sarfettiği bir cümle "memleketimizin ilginç bir özelliği var . Her on kişiden yalnız biri vatanperver oluyor"

Yorumlar

  1. Ben de gitme fırsatı bulamamıştım,gittim çok beğendim,müthiş ve etkileyici,insani bir yakın tarih belgeseli.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AYŞE KULİN- HAYAT DÜRBÜNÜMDE 40 SENE (1941-1964) KİTAP YORUMUM

Ayşe Kulin - Bir Gün Kitabı Yorumu

Sakıncalı Piyade Kitabı Tanıtımı ve Uğur Mumcu

Moskof Cariye HÜRREM SULTAN- Demet Altınyeleklioğlu