Bir Aşk Masalı kitabı, beş masal ülkesinin beş prensinin rüyasını anlatıyor. Her birinin aynı rüyayı gördükleri o geceden sonra beş prens de, o rüyanın perisine tutkun olurlar. Prensler makamdan ve varlıktan vazgeçip o sevgiliyi aramak isterler. İsterler istemesine ama nereden başlayacaklarını da bilemezler.
Çareyi kahinlerde ararlar.
Her biri gördükleri rüyayı anlatırlar kahinlerine. Kahinler prenslere zorlu bir yolculuğun rotasını anlatır rüyalarındaki peri kızını bulmaları için. Biri çöllere düşecektir, biri dağları tırmanacaktır, biri denizleri aşacak, biri zorlu mücadelelere girecek, biri de devle savaşacaktır. Aşkın özgürlükle yeşereceğini anlatan masal Ahmet Ümit okuyucusu için Komiser Nevzat hikayesi gelene kadar sakinleştirecek seviyede diyebiliriz.
Sayfa 77
Hatırla sevgili prens, cesaret, fedakarlık ve kararlılık demiştim. Sevgiyi hak etmen için bunlar şart demiştim. Ama görüyorum ki, sen karşılaştığın ilk zorlukta duraksıyor, ilk engelde pes ediyorsun. İlk başarısızlık darmadağın ediyor seni. Demek ki sen uğruna tahtını bile feda o kızı aslında istemiyorsun. Belki de hiç istemedin. Bak şimdi saçma sapan bir rüyaya kapıldığını düşünüyorsun. Evet, bence de ülkene dön tıpkı deden gibi, tıpkı baban gibi, ülkenin başına geç ve bir hükümdar gibi ihtişam için yaşa. Çünkü aslında sen bu aşkı hak etmiyorsun. Aşk kararlı olanları sever ama ne yazık ki prensim, sen yeterince kararlı değilsin. Aşk cesur insanların yüreğinde konaklar ama sen yeterince cesur değilsin.
Sayfa 174
Hiç şüphesiz Zümrüdüanka Efendimiz kudretlidir, güçlüdür, ölümsüzlüğün simgesidir ama asıl özelliği iyiliğin simgesidir. İyilik dünyasında nefes alır verir. Tek düşmanı vardır o da kötülüktür. Ama biz insanlar onun gibi değiliz. Bizim için kötülük her zaman daha caziptir. Her fırsatta iyilik makamını terk eder kolayca kötülüğe meylederiz. Ne yazık ki yine öyle yaptık. yine zerafetin yerini kabalığa güzelliğin yerini çirkinliğe fedakarlık yerine bencilliğe, yiğitlik yerine korkaklığı seçtik...
Sayfa 227
Evet beş prensin beşinde sonunda yaşlı hancının önerisini kabul etmiş, kadehler yeniden kalkmış, kahkahalar ortalığı çınlatmaya başlamış, yaşadıkları bozgun yerini taptaze umuda bırakmış. Çünkü aşk sevgiliye kavuşmak değil sevgiliye kavuşmak için verilen mücadeleymiş, yapılan uğraşmış, çekilen çileymiş. Aşkı kıymetli kılan da buymuş. Çünkü sevgiliye ulaştığımız an , onunla dizdize oturduğumuz an, onun gözlerine baktığımız an, ellerini ellerimize aldığımız an seni seviyorum dediğimiz an, aşk tanrıçası kum saatini ters çevirirmiş, böylece aşk ağır ağır bitermiş. Ama sevgiliye ulaşmak için büyük emekler harcarsanız, büyük acılar çekerseniz büyük fedakarlıklarda bulunursanız, yani sevdayı hayatınızın amacı haline getirirseniz aşk sizi hiç bir zaman terk etmezmiş.
Yorumlar
Yorum Gönder