Moskof Cariye HÜRREM SULTAN- Demet Altınyeleklioğlu


BU YAZI MUHİBBİLER.COM SİTESİNE AİT OLUP DÜŞÜNDÜREN ŞEYLER BLOG YAYINLAMA HAKKINA SAHİPTİR.

"Hiç kuşkusuz ki Hürrem Sultan, Osmanlı Tarihinin en etkin kadın figürlerinden biridir. Bugüne kadar Hürrem Sultan'la ilgili olarak çizilen tasvirlerin, hatta oluşturulan yargıların çoğunluğu gaddar ve acımasız sıfatında yoğunlaştırılmıştır.

Benim kurgulamaya çalıştığım öyküde ise Hürrem, tüm kudretine, Osmanlı Sarayı'nı titreten tüm ihtişamına rağmen, ruhunda fırtınalar kopan tüm kadınlar gibi, geçmişi trajedilerle örülmüş korkuların pençesindedir. Kısa ve mutlu bir çocukluğun ardından sonu gelmez travmalarla boğuşmak zorunda kalması, hayata karşı farklı biçimde yoğrulmasına sebep olur. Kaçırılır, satılır, dövülür, aşağılanır, tacize uğrar. Ama ezilmiş kadınların çoğunlukla seçtiği yol olan geride durmayı değil, mücadeleyi tercih eder. Yaşadığı acılar, intikam ve hırs güdülerini besler. Hayattan ve insanlardan öcünü alır. Çünkü daha taze bir fidanken kıymışlardır ona. Annesinden, ailesinden, yuvasından koparan gaddarlığa karşı, dantel gibi işlediği zekasıyla savaş açar Hürrem.

Hem güzel, hem de dünyayı titreten adamın sultanı olmak, hayranların yanında yılan kadar zehirli düşmanlar da yaratacaktır elbette. Kendisi ve çocuklarını bu düşmanlardan korumaksa ona düşmektedir. Ne pahasına olursa olsun." - Demet Altınyeleklioğlu



2009 yılında piyasaya sürülen Moskof Cariye Hürrem'in yazarı Demet Altınyeleklioğlu'nun Hürremle ilgili düşünceleri bu şekilde.Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen soluksuz okunacak derecede sürükleyici olan mükemmel bir tarihi roman. Tam 813 sayfa ama hiç anlamadan bitiveriyor. Bu soluksuz hikayenin bitmesine üzülüyorsunuz son sayfada.

Kitap elbetteki tarihi kaynaklara dayanılarak yazılmış olmasına rağmen, Hürrem'in hayatında önemli boşluklar mevcut. Yazarımız bu boşlukları bir kadına yaraşır şekilde kurgulayarak harika bir eser yaratmış. Kitaptan birkaç kesit sunarak devam edeyim:

"Bir atın terkisine atılıp, dağa kaldırıldığı gece sadece 8 yaşındaydı Aleksandra. O korkunç gece, köyünün ışıkları gözden kaybolurken, başını doğrultmaya çalışmış ve "beni unutmayın!" diye haykırmıştı. Ağzı paçavralarla doldurulduğu için duyulamamıştı bu yakarışı. Ama o geceden beri kendi çığlığını hala bütün hücrelerinde duyuyordu. "Beni unutmayın!"

Aslında onu kaçıran barbar, Aleksandra'nın şansıydı, ileride Taçam Babam diye hitap edeceği Tatar barbar erkek, yaptığından pişman olacak, onu sahiplenecek, hayatı boyunca onu koruyacaktı. Yine onu düşünerek, onun iyiliği için, Aleksandra'yı Kırım Hanı'na getirdi. Orada onunla yaşamaya başladı. Daha sonra ise hayat onu Osmanlı padişahı Süleyman'a gönderilen hediye paketiyle birlikte Osmanlı Sarayı'na, hareme cariye olarak sürükledi:

"Önünden arkasından Moskof denilmesi Aleksandra'yı asi yapmıştı. Dik kafalının tekiydi Rus kızı. En ufak bir olayda parlıyor, ortalığı birbirine katıyor, ne padişah dinliyordu ne Valide Sultan.

Bazı geceler, odasının önünden geçerken ağladığını duyardı Cafer. Ay ışığı odasına süzüldüğü gecelerde, anlamadığı dilde söylediği şarkıyı duyardı bir de. Hasret şarkısıydı söylediği. Belki yurdunu, köyünü özlerdi. Annesi babası düşerdi aklına. Kimbilir belki de artık çok uzaklarda kalan bir sevgiliye sesleniyordu.

Yine öyle bir gecede gözgöze gelmişlerdi. İkisi de birbirinin gözyaşlarını görmüştü, Cafer toparlanıp sessizce oradan uzaklaşmaya niyetlenirken, kız yeni öğrenmeye başladığı Türkçe ile "gitme" demişti.
"Sen kim?"

"Cafer"

"Aleksandra Lisowska ben."

"Niye ağlıyorsun?"

"Ağlıyoğ işte. Ben söylemiyoğ"

Cafer gülmüştü.

Kız "R"leri söyleyemiyordu.Yıllarca da böyle oldu.Hatta şimdi bile Hürrem Sultan sinirlendiği zaman 'R' ler 'ğı' gibi çıkar, topuğunu yere vura vura bağırırdı. "Ağalağa söyleyin.. Em...em..ğimiz buduğ."

Ama artık kimse gülemiyordu buna.

"Aslında hayat boyu unutması istenmişti ondan.İlk, Bahçesaray yakınlarındaki bir hanın, kırık dökük odasında Taçam Noyan söylemişti.

"Olanları unut küçük kız"

Sonra Kırım Sarayı'ndaki Mehmet Giray Han'ın annesi... "Olanları unut kızım.Her şey geride kaldı. Artık önüne bak.Gelecek senin."

"Gelecek mi?" Aleksandra, ozaman bu sözcüğün anlamını bilmiyordu ki daha.Bir gelecek var mıydı?

Hareme geldiği günlerde saraydaki kızlar bile unutmasını istemişlerdi. "Aleksandra mı? Offf, ne zor isim bu. Unut gitsin. Adın Ruslana olsun senin"

Derken bir gün, haremdeki kadınlardan biri Ruslana'ya, "Kız, duydun mu konuşulanları?" diye sordu.

"Edepsizliğin sınırları aşmış güzelim. Yabancı saraylarında, Sultan Süleyman'ın Rus cariyesi madem hem bukadar güzel, hem bu kadar yırtıcı adı Roxelanne olmalıydı, diye alay ediyorlarmış."

Böylece bir adı daha olmuştu.

Dedikoduyu anlatan kadının çıngıraklı kahkahası yeniden çınladı kulaklarında Hürrem'in.

Aleksandra'yı kimse hatırlamıyordu. Ruslana çabuk unutuldu.Çünkü Sultan Süleyman da "unut" demişti ona bir gün. Artık Aleksandra, Ruslana veya Roxelanne değildi.Hürrem'di artık. Padişah'ın biricik karısı Hürrem Sultan.

"Tüm yaşamı hayata tutunmaya uğraşmakla geçmişti.Hayatının bir yerinde unutuluvermişti. Unutmuşlardı onu. Kaybolmuştu. Hiç yaşamamış gibi.  Bir kere daha unutulmak istemiyordu. Arkasında bir iz, bir isim bırakmak... İstediği buydu.Bir gün bu hayattan çekip gittiğinde kaybolmamak! Evet, tüm mesele buydu işte.

Sonunda sırrı çözmüştü Hürrem. Unutulmamak için güçlü olmak gerek.

"Ne yaptıysan bu uğurda yaptın"diye söylendi Hürrem. "Dün kim olduğunun ne önemi var? Bugün bir imparatoriçesin sen. Yarın da Osmanlı tahtına senin oğlun çıkacak. Ay ve güneş, yer ve gök, Muhammed ve İsa şahidimdir ki böyle olacak; yeminim var."

Kimliksiz bir ECE'nin hikayesidir bu kitap. İnsanı o diyarlara, Hürrem'in iç dünyasına alıp götüren..

Hayatı ince oyalarla işli, keskin zeka ürünü olaylarla kaplı, sonu ise ibretliktir. Tarihe geçen bu kadının derinlerindekini keşfetme yolculuğuna çıkmanın zamanıdır.

Yorumlar

  1. Öncelikle bu değerli çalışmayı hazırladığın için tebrikler :) Ben bu yazıya yanıt olarak değil ama belki farklı bir açı olarak bir yorum paylaşmak istiyorum . Okul zamanında bir ödevde yazdığım notu aktarayım:

    "İslam inancının tüm dünyayı kapsamak üzere yollandığı hem dini yayılış döneminde söylenmiştir , hem de buna göre bir büyüme şekli belirlenmiştir . Etnik milliyetçiliklerin yok sayıldığı tek bayrak altında toplama gayesinde ilerleyen bir düşünce olmuştur . Bu düşünceyi en yakın şekilde gerçekleştirenler ise 16. YY başından itibaren İslam dünyasının liderliğini Yavuz Sultan Selim in Memluklular dan devralmasıyla Osmanlı İmparatorluğudur .
    Osmanlı, İslam'ın sürdürücüsü olarak nispeten daha dünyeviydi. Nitekim askeri başarılar için topçuluğa, topçulukta başarı için mühendislik bilgisine ve matematiğe ihtiyaç vardı ve Osmanlı medreselerinde bu anlamda pozitif bilimler öğretiliyordu.
    Ne zamana kadar? Osmanlı'nın gücünün dorukta olduğu Kanuni dönemine kadar. Peki ne oldu kanuni döneminde ?
    Roxelane : Osmanlıları içten vuran kadın
    Kanuni döneminde Osmanlı sarayında en etkili kişiler arasında Fransa ve Venedik elçileri sayılmaktadır. Bu elçiler , rüşvetle olmazsa sarayda kendilerini destekleyen ve Hürrem Sultan olarak bilinen Roxelane aracılığıyla , Kanuni ‘ye ulaşmayı başarmışlardır . ( Bu dönemde O devirde Kanuni, mektuplarını ya da fermanlarını 'cihan imparatoru' diye imzalıyordu. Gerçekten de cihan imparatoruydu. Avrupa'da ondan izinsiz hiçbir şey yapılamıyor, Fransa kralının kim olacağına o karar veriyor, Afrika, Osmanlı'dan soruluyor, Akdeniz bir Osmanlı içdenizine dönüşmüş, Hint Okyanusu'nda bile Osmanlı donanması geziyor. ) Roxelane i Polonya asıllı fakir bir papazın kızıydı ; önce esir , sonra cariye , daha sonra da Sultan oldu .
    O dönem içinde elçilerin ülkelerine gönderdikleri mektuplardan , Osmanlı ordusu , Osmanlı toplum yaşamı , Osmanlıları oluşturan toplum mozaiği hakkında , en ince ayrıntısına kadar , her türlü bilgiyi bulmak mümkündür . Bu elçiler orduyla birlikte savaşlara dahi götürülüp , Osmanlı savaş sistemi onlara tanıtılmıştır . O dönemin Fransa Kralı Ferdinand ‘ın elçisi Busbecq mektuplarında saray dedikodularının yanı sıra , Kanuni Sultan Süleyman ‘ın oğullarından Mustafa ‘yı da çok yakından izlediğini belirtmektedir . Mustafa’nın tahta geçmesinden çekinen Avrupa , elçinin bir mektubundan , Kanuni’nin öz oğlu Mustafa yı ve çocukları ile eşlerini nasıl boğdurttuğunu öğrenince sevinmiştir . Busbecq , Kanuni’nin Mustafa’yı nasıl gözlerinin önünde kementçilerine boğdurttuğunu yine bu mektuplarda detaylarıyla anlatmıştır . Kanuni’ye bunları yaptırtan ise , Osmanlılarda rüşveti tırmandırıp , özellikle eğitim sisteminin çökmesinde ( O devirde Kanuni artık gidilebilecek başka bir yer olmadığına inanıyordu. Bu inanç yüzünden Ebu Suut Efendi de ünlü fetvasında 'Artık din bilimleri dışında herhangi bir başka şeyin medreselerde okunmasına gerek kalmadığına' hükmetti, Osmanlı eğitim sisteminden pozitif bilimler çıkarıldı. ) ilk kayırmacılıkları başlatan , bugünkü tanımıyla bir “köstebek” , yani “içerideki çökertici” gibi çalışan Hürrem Sultan yada diğer adıyla Roxelane ‘dır ." (Mit'in Gizli Tarihi - Tuncay Özkan sayfa 32)

    YanıtlaSil
  2. Evet bunların hepsi doğrudur, hatta Kanuni'nin, özoğlu Mustafa'yı öldürmesini de Hürrem Sultan planlamıştır. Devlete rüşveti, dalavereci bir adamı damat yapıp ardından sadrazamlığa onu getirerek (Damat Rüstem Paşa) Hürrem Sultan sokmuştur.

    Anlatıldığı zaman korkunç duran olayları, bu kitapta adım adım işlenişini okurken, yeri gelince Hürremci olduğunuzu farkedebiliyorsunuz. Çünkü kendine göre haklı sebepleri vardı, yaşamak istiyorsa öldürmeliydi. Unutulmamalıki hiçbir zaman safi iyilik yada safi kötülük yoktur. Her kötülüğün kendi içinde iyiliği vardır, iyiliğin içindeyse kötülük.

    Sonunu açıklamıyorum ama okuduğunuzda vicdanen rahatlamış ama mutsuz hissediyorsunuz.

    YanıtlaSil
  3. [...] aralar tarihi romanlara ilgim oldukça artmış durumda. Demet Altınyeleklioğlu’nun “Hürrem” ve “Mihrimah” adlı kitaplarıyla başlayan tarihi roman okuma sevdam, son günlerde [...]

    YanıtlaSil
  4. [...] önceden soluksuz okuduğum ve çok etkilendiğim, yorumunu da blogumda paylaştığım “Moskof Cariye- Hürrem”den sonra, Osmanlı hanedanının 2. kitabı olan “Cariyenin Kızı Mihrimah”ı  da tez [...]

    YanıtlaSil
  5. meraba ben kitabı okumaya yeni basladım yüzlü sayfalarda olmama ragmen kıtabı cok begendım kurgusu cok güzel ancak merak ettigim bisey var anlatılanlar gercek mı yani ne ölcüde dogru sormak istedigim kısım hürremin cocuklugundan ıtıbaren yasadıkları ? mesela ergüvan rengini sevme hikayesi ?

    YanıtlaSil
  6. hürrem kitabından önce yazarımızın adını hiç duymamıştım bu kitapla tanımaya başladım ve o kadar mutluyum ki...kitaplarının hepsini okumayı düşünüyorum. hürrem kitabı çok güzeldi gerçekle kurmaca arasındaki o ince çizgiyi o kadar güzel korumuş ki kitabı sadece tarih bilgileriyle doldurabilirdi ama yazar tarih bilgilerini kendi krtmacasıyla yoğurarak o kadar güzel bir kitap ortaya koymuş ki daha ilk kitabında sanatçı sıfatını hak eden bir edebiyatçı olduğunu anladım

    YanıtlaSil
  7. yazr çok güzel kurgulamış...
    kendini HÜRREM SUTAN'IN yerine koymuş...tebrik ederim doğrusu hiçbi insanın yapamadığı bol keseden attığı gibi Hürrem Sultanı aşağılamamış! tek üzüldüğüm şey tarihi tam olarak bilmeden yapılan bu aişağılayııcı yorumlar..! niy ebunu yapma gereksinimi duyuyoruz kendimizde? herşey yaşanmış bitmiş! Daha niye kurcalama gereği duyuyorsunuz ki? iilaki kurcalıcam diyorsanız yalan yanlış kaynaklara bakıpta insanlara doğruymuş gibi söylemeyin..!
    Hürrem sultanın yaşadıkları kolaymı? 8 yaşında ailenden koparılmak çocukluğuu doya doya yaşayamamak nasıl bi duygu? ordan oraya sürüklenmek hırpalanmak aşağılanmak insanların kendisine hain demesi nasıl bi duygu? bilmeden yargılamayın ! böyle bi hakkınızda yok zaten !

    YanıtlaSil
  8. bn hurremi çok sewiom onun kıtabı yokı ama ablamın arkısı okup bana wercwk bitek dizi izşemek gzl deil hem gorsel hem deokuması kesin sprdir

    YanıtlaSil
  9. Arkadaslar! ben bu kitabı nerden ve kaça alabilirim. Gerçektyen çok ama çok istediim bir kitap lütfen hemen söylermisiniz???

    YanıtlaSil
  10. Halen piyasada çok rahatlıkla elde edilebilen bir kitap bu neden bulamadınız ki ?
    En basit yol kitapyurdu.com

    YanıtlaSil
  11. Hürrem Mustafayı neden öldürmüş? Bunu çok merak ediyorum ve OSMANLININ bu kadar vahşi olmasını anlayamıyorum. Bazı insanlar o zamanlar öyleymiş deyip duruyorlar. Tamam da o zamanlar insanlar hayvan mıymış? Şunu doğru dürüst anlatan yok mu? Eğer varsa ve bir şey yazarsa lütfen yazdıklarımı iyi okuyup cevap yazsın...

    YanıtlaSil
  12. tek kelimeyle soluksuz okudum.harika bir kitaptı.bugün mihrimah kitabına başlıycam.elinize sağlık

    YanıtlaSil
  13. hürrem mustafayı oğlunun tahta geçmesi için öldürtmüş ama sonradan pişman olmuştur tabi öldürtmesinde rüstem paşanın da payı wr

    YanıtlaSil
  14. Mustafa'yı ya Hürrem ya da Sultan Süleyman öldürtmüştür.Neden Hürrem dersek Mahidevran Mehmet'e 2 hastalıkla cariye yollamış ve Mehmet'te bu hastalığa kapılıp ölmüştür.Hürrem de bunu Mahidevran'ın yaptığını bildiği için Hürrem ondan zorda olsa intikam almak için öldürtmüştür.Zorda olsa dediğim yani Hürrem Mustafa'yı çok severmiş. Yada Sultan Süleyman öldürtmüştür çünkü Mustafa herkese kötülük yapıyormuş.Sultan Süleyman'da dayanamıyıp öldürtmüştür.

    YanıtlaSil
  15. hayatımda okuduğum tarihi ögeler bakımından eksik vasat bir kitap bir de kitap aslında hürrem sultan'ın dramı değil koskoca cihan padişahı kanuni sultan süleymanın dramı. kanuni sultan sülayman'ı kadın düşkünü gibi göstermesi, hürrem sultan'ın şehzade mustafa'yı ortadan kaldırmasını haklı göstermesi hiç ama hiç hoşuma gitmedi bunun dışında eksikler; kanuni döneminde yapılan savaşlar ve anlaşmalar, isyanlar, almanlarla yapılan savaşlar, piri reisin idamı, mimar sinan yoktu mimar sinan ki osmanlı tarihinde gerek yaptığı eserleriyle önemli bir yer tutmakta. kitapta ondan hiç bahsedilmemesi üzücü.

    YanıtlaSil
  16. [...] gelini Nurbanu”; daha önce bloğumuzda yorumlanan “Moskof Cariye Hürrem” ve “Cariyenin Kızı Mihrimah” kitaplarının üçüncüsüdür. Demet hanımın [...]

    YanıtlaSil
  17. benceeee süper kitap ama hürrem nasl musstiyi öldürdü hala anlamıom

    YanıtlaSil
  18. meryem abla çoooooooooooook güzelsin sana bayılıyorum keşke senin gibi olsaydım

    YanıtlaSil
  19. moskof cariye hürremi almayı çok istiyorum.bu kitap kaç yaşındaki kişilere uygun

    YanıtlaSil
  20. bence bu kitabin %99 u yalan aldm okudum surukleyiciydi ama hürremin hayatına benzememiş neye dayanarak yazmış bu kitabı. çok saçma şeyler vardı ayrıca bu kitabı çocuklarda okuyor. biraz daha açık yazsaymış artık neler olurmuş bilemiyorum. ayıp yani ya osmanlıyı nasıl böyle anlatıyo yazık yazık.!

    YanıtlaSil
  21. o tacam noyan kısımları doğrumu ? doğru olduğunu sanmıyorum :S

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AYŞE KULİN- HAYAT DÜRBÜNÜMDE 40 SENE (1941-1964) KİTAP YORUMUM

Ayşe Kulin - Bir Gün Kitabı Yorumu

Sakıncalı Piyade Kitabı Tanıtımı ve Uğur Mumcu