Ayvalık ve Cunda Gezi Notları


Bu sene 23 Nisan’ın pazartesi gününe denk gelmesiyle haftasonu tatili üç güne çıkmıştı. Bir günlük fazladan işten uzak günü 1 gece 2 günlük gezi ile değerlendirmek istedik. Bu gezinin ilk gününün büyük kısmı Bergama’da geçmişti. Bergama ile ilgili yazımızı okumamış, fotoğraflarını görmemiş okuyucular için adresinin kısa yolunu buraya bırakalım.



Ayvalık İzmir’den daha çok İstanbulluların talep gösterdiği yazlık beldemiz. 23 Nisan tatilini bizim gibi değerlendirme isteyen bir çok İstanbullu’nun buraya akın etmiş olması kalacak yer bulma konusunda bizi biraz zor düşürdü. Genellik bodrum katında, kahvaltısız sadece yatak ücreti olarak 200-250 TL’den aşağı bir yer bulamadık. Ki onlarında sayısı 3 taneyi geçmezdi. Yani genellikle talep görmemiş olan son 3 odanın fiyatı bu düzeydeydi.





Çare yine internet oldu ve Ayvalık merkezde kalmaktansa merkeze 7-8 KM mesafedeki Sarımsaklı’ya yöneldik. Burada yine sadece oda fiyatı olarak 120 TL’ye yer bulduk. Eğer sizde Ayvalık’ta yer bulmakta zorluk çekerseniz bu şekilde bir yöntem uygulayabilirsiniz. En azından gel gitlerde 10-15TL lik yakıt yakıyor olsanız da temiz ve ferah bir odada kalmış olursunuz.



21 Nisan 2018 tarihinin büyük bölümünü Bergama’da geçirmiş ve akşamına Ayvalık civarında kalacak yer arayarak geçiren bir akşam yemeği için elbette ki biraz olsun keyif mekanı arar olduk. Kimi kaynaklarda Ali Bey adası olarak da geçen Cunda bu tarz mekanların vazgeçilmezi durumunda. Gündüzden yorgun olmamız sebebiyle biraz daha geç saatte Cunda’ya geçtik. Rezervasyon yaptırmayın denedik ancak yer bulabilmek ne mümkün!



Yine ufak bir tabanvaydan sonra Zaika Balıkevinde yer bulduk. Siparişlerde biraz sorun yaşadık ama yine de bencillik yapıp bana böyle böyle yaptılar diyerek bir mekanı eleştirmek haksızlık oluyor. Sadece şunu belirteyim, mekanlar kalabalık ve siparişleriniz tahmini sürede gelmediyse mutlaka teyit ediniz.

Kahvaltı için bahsettiğim mekan böyle bir yer !

22 Nisan Pazar sabahı Sarımsaklı’dan Ayvalık’a dönüş yolunda, Ayvalık’ın hem girişinde marinaya yakın mevkide belediyenin Kahvaltı-Restoran salonu bulunmakta. Kişi başı 25 TL’ye açık büfe kahvaltı imkanı olan bu yerde bir kahvaltıda olmasını istediğiniz her şey var. Tavsiye edilir.
Buradan çıkışta Taksiyaris Kilisesine gitmeyip planladık. Otopark işi biraz sıkıntı. Aracı bıraktığınız yer ile dolaşmak istediğiniz yerlerin arası biraz uzak kalabiliyor. Ama yürümeyi seviyorsanız eski Rum evlerinin bulunduğu o sokakları dolaşmak ayrı bir zevk veriyor insana. Sokaklar kavisli şekilde dönüyor genellikle. Yani kültür mirası olarak kalmış olan yapılarda bu özeni görebiliyorsunuz. Bu ne işe yarıyor peki?  Denizden gelen esintinin şehrin en iç bölgelerine kadar ulaşmasını sağlıyor.






Taksiyarisi ararken saatli Camii’ye denk geldik. Esasında bir kilise olarak inşa edilmiş olan bu yapı, Rumlar göç ettirildikten sonra Cami’ye çevrilmiş. Ama bu camiyi tüm diğer camilerden farklı kılan kilise halinden kalan saat ve çanın bulunduğu yapının korunmuş olması. Mekanın tarihçesini aradık ama bulamadık herhangi bir yerinde. Maalesef sadece fotoğraf paylaşabiliyoruz buradan.







Camiden sonraki durağımız Taksiyaris Anıt Müzesi oldu. Yapının tarihçesi çok kesin olarak tespit edilmiş değil ama en azından 3 farklı dönem yaşadığı tahmin ediliyor. 16.YY’da küçük bir kilise olarak inşa edilen bu yapı 18.YY’da eklemeler yapılarak çok daha büyük bir hale geliyor. Tarihçesi ile ilgili detaylı bilgiye bu linkten Kültür Bakanlığının sitesinden de ulaşabilirsiniz.






Tarihçedeki ilginci bir bilgi 1927 yılından itibaren Tekel deposu olarak kullanılmış olması. 2013 yılında bakanlık tarafından restorasyonu yapılan yapı bugün müze olarak hizmet vermekte. Görevlilerin verdiği bilgiye göre duvar ve tavan süslemeleri ilk döneme ait deseler de süslemelerin yakın dönemde hatta çok yakın dönemde yapıldığını ilgilenenler fark edebilecektir.






Ayvalık merkezden Cunda’ya geçip son olarak da Koç müzesini ve Aşıklar tepesini dolaştık. Aşıklar tepesinde tarihi bir değirmen var. Yine Koç vakfının desteğiyle restore edilmiş olan mekanda kafeterya ve kitaplık bulunmakta. Hoş bir mekan. Cunda’yı ve Ayvalık’ı tepeden izleyebileceğiniz, güzel fotoğraflar çekebileceğiniz bir yer. Gitmişken uğrayın mutlaka.



Koç müzesi buradan daha aşağıda. Denize daha yakın. Daha çok oyuncak müzesi gibi dursa da gemicilik hakkında, geçmiş dönem günlük yaşam eşyalarımız hakkında bir çok eşyayı görebiliyorsunuz. Bence adada illa görülmesi gereken bir yer varsa orası burasıdır. En az 1,5 – 2 saatiniz gidecektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sultanı Öldürmek Kitap Yorumu ve Fatih'in Ölümü Üzerine

Ayşe Kulin - Bir Gün Kitabı Yorumu

AYŞE KULİN- HAYAT DÜRBÜNÜMDE 40 SENE (1941-1964) KİTAP YORUMUM

Moskof Cariye HÜRREM SULTAN- Demet Altınyeleklioğlu