Ateşle Oynayan Kız - Kitap Yorumu




BU YAZI MUHİBBİLER.COM SİTESİNE AİT OLUP DÜŞÜNDÜREN ŞEYLER BLOG YAYINLAMA HAKKINA SAHİPTİR.

Steig Larsson'un yazdığı Millenium Üçlemesinin ikinci kitabı, Ateşle Oynayan Kız, 2006 yılında yayımlanmış. Okuma fırsatına ancak erişebildim. İlk kitap Ejderha Dövmeli Kız'ın hem kitabını okumuş hem de filmini izlemiştim. Seriye devam edip Ateşle Oynayan Kız'ı da hemen okumak istedim, ancak yaşadığım kimi sıkıntılar sebebiyle, kitap 2 aydır elimde kaldı.

Neyse ki sonuna ulaştım. Ama herhangi bir kitabı elinize aldığınızda en fazla 10-15 gün içinde bitirip atamıyorsanız, kitabın hakkında yapacağınız yorumlarda bir o kadar yanlış oluyor. Çünkü uzayan zaman ayrıntıları kaçırmanıza ve dolayısıyla kitapla aranıza mesafe girmesine sebep oluyor.

Bu sebeple yanlış anlatmamak için çok detaya girmeden paylaşalım:

Ateşle Oynayan Kız, Ejderha Dövmeli Kız'dan daha polisiye. En nihayetinde ortada 3 ceset var. Cesetlerden ikisi Mikeal'in yakın dostları ve dergiden meslektaş arkadaşları. Çok önemli bir dosya üzerinde çalışıyorlar. Kadın ticareti ve bu ticarette devletin payı. Dosyalarında çok önemli isimler mevcut. Ama daha projenin başındayken öldürülüyorlar.



Üçüncü ceset ise sürpriz kalsın. Ama o da bir önceki romanda varolan bir karakter diyip kopya verelim. Bu cesetlerin bir numaralı zanlısı da bir önceki kitapta kendine hayran bırakan Lisbeth Salander çıkıyor.

Adalet, hukuk, medeniyet gibi kavramlarını aklınızda tartışmaya yol açabilecek bir öykü.

Dediğim gibi kitap çok uzun süre elimde kaldı. Dolayısıyla üzerine yapacağım yorumlarda yanılma payım yüksek. Bunu göz önünde bulundurun yazımı okurken. Mesela, kitabın orta kısımlarında hikaye çok ağır işliyordu. Gizem hiç çözülmeyecek gibi duruyordu. Ama bu bir enerji birikmesiymiş. Biriken enerji son 100 sayfada çılgınca ortaya çıkıyor. Ve Ateşle Oynayan Kızı tanıyorsunuz.

Bu kitapta Lisbeth Salander'ı çok yakından tanıyacaksınız.

Kitapta kişilik analizi üzerine çok ilgimi çeken bir paragraf oldu, paylaşmak isterim:

" ... nedendir bilmiyorum ama Paulo'nun Salander'ın iyi arkadaşı olmasına hiç şaşırmadım. Kendini beğenmiş bir fırlamaydı. Lisbeth gösteriş meraklısı görgüsüzlerden nefret eder, ama kendini beğenmiş fırlamalardan hoşlanırdı. Bu iki tür arasında ince bir fark vardır. Paulo ikinci türe giriyordu..." (Sayfa 663)

Filmini izledikten sonra artık yorum olarak başlığa yazarız.

Filminin fragmanı:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sultanı Öldürmek Kitap Yorumu ve Fatih'in Ölümü Üzerine

Ayşe Kulin - Bir Gün Kitabı Yorumu

AYŞE KULİN- HAYAT DÜRBÜNÜMDE 40 SENE (1941-1964) KİTAP YORUMUM

Moskof Cariye HÜRREM SULTAN- Demet Altınyeleklioğlu