Ejderha Dövmeli Kız Kitabının Yorumu


Lisbeth Salander: Kontrol edilemez , yönetilemez , disipline sokulamaz, o istemedikçe iletişim dahi kurulamaz !
Asosyal Lisbeth okul yaşamında -ki ortaokulda son bulmuş- sürekli problem yaratan biri. Öğretmenleri ve onun, kafasını patlattığı çocukların velileri Lisbeth'den yaka silkmişlerdi. Gerçi durduk yere hiç kimseye zarar vermiyordu Lisbeth. Tek isteği onunla hiç kimsenin uğraşmamasını ve rahat bırakmalarıydı. Ama ne okul ne de iş yaşamında tacizden, saldırıdan kurtulamamıştı.

Lisbeth Salander kendisine yapılanlara hiçbir zaman sessiz kalmamış ve hepsinin intikamını mutlaka almıştı. O tam bir dişi intikam komandosuydu.

Komando dedim diye sanmayın ki üstün yetenekli bir nişancı yada dövüşçüden bahsettiğimizi. Tam aksine Lisbeth Salander 24 yaşında, 150-155cm boylarında, 44-45 kilo civarında ince bilekli, geniş ağızlı, küçük burunlu, elmacık kemikleri belirgin, uçları belli olmasa bir göğsü olduğu dahi fark edilemeyecek bir "aykırı" .


Aykırı tanımlamasını özellikle kullanıyorum çünkü L.Salander toplumundaki kişilerden farklı olmak için adeta özel bir gayret sarf ediyor. Burnundaki halkalar, sırtındaki dövmeler ve siyah kot-tişört ve deri ceketiyle hem daha çok dikkat çekiyor hem de daha çok yadırganıyordu. Bu tam onun istediği bir şey. Çünkü o insanları güvenilmez, iki yüzlü olduklarını düşünüyor ve bir şekilde onlardan farklı olmanın doğru olduğuna inanıyordu.

Mahkeme tarafından, asosyal Lisbeth Salander'a vasi olarak atanan Holger Palmgren aracılığıyla Milton Güvenlik firmasında işe başlayan Lisbeth, işindeki ilk ayında ayak işlerini yapan, fotokopi çeken, diğer çalışanlar tarafından beyni iki hücreli kız olarak adlandırıldı. Bir ayın sonunda Milton Güvenliğin sahibi Dragan Armansky , Lisbeth'i iş çıkaracağı sırada onun bir deha olabileceğini fark eden cümlelerini dinledi:
- Bak eğer bir bekçi arıyorsan işçi bulma kurumuna gidip önüne gelen birini alıp dönebilirsin. Ben her şey ve herkes hakkında istihbarat toplayabilirim. Ama sen bana posta ayıklatmaktan başka bir şey yaptırmayacak kadar aptalsın !

Lisbeth'in bu çıkışına, Armansky 3 günlük süre verip bir adam hakkında araştırma yapmasını istedi. Sonuç mükemmeldi ! Lisbeth Salander İsveç'in en iyi istihbaratçısıydı !

Mikeal Blomkvist: Gazetecilik mesleğine 23 yaşında başladı. Mesleğinin ilk yıllarında Kalle-Allen olarak adlandırılan bir soygun çetesinin yakalanmasında büyük katkısı olduğu için Mikeal'e Kale lakabı takılmıştı. Ama o bu lakaptan hiç hoşlanmıyordu.

Mikeal, Millenium isimli ekonomi dergisinin hem üç ortağından biri hem de genel yayın yönetmeniydi. Derginin Mikeal gibi önemli hissesinin bir diğer sahibi Erika, Mikeal'in hayatında ilginç bir yerdeydi. Erika evlidir ancak Mikeal ile iş ortaklığının yanında (onları tabiriyle) nöbetçi sevgilidirler. Üstelik bu durumu Erika'nın eşi Greger Berman'da kabullenmiştir. Kitaptaki bu ilişki ağı çok acayibime geldi. Liberal ekonomik yaşamın sınırsız özgürlüklerden kastı bu olmasa gerek (!)

Mikeal Blomkvist çalışkan, hırslı biri. Haber kokusunu sezdiğinde saatlerce, günlerce uyumadan çalışabilir. Tabi kahve ve sigarasıyla ! Mikeal insanları değerlendirirken genellikle içinde bulundukları psikolojik durumlarını değerlendiriyor. Bu ona her konuya soğuk kanlı yakalaşabilme ve tepkilerini dizginlemesini sağlıyor. Kolay kolay öfkelenmiyor ve üzerinde çalıştığı konu hakkındaki veriler arası bağlantıyı sağlıklı şekilde değerlendirebiliyor. İyi bir gözlemci.



Kitabın öyküsü şöyle başlıyor: Mikeal hazırladığı bir haberde oyuna gelir ve yalan haberden dolayı mahkemelik olup 3 ay hapis cezası alır. Yalan haberle hem kendi kariyerini hem de derginin geleceğini, güvenilirliğini zedelemiştir. Hapis cezasını hemen çekmeyecektir; bunun için kısa bir zaman beklemesi gerekmektedir. Bu sürede ortalarda daha fazla görünüp işleri daha da zorlaştırmamak için tatile gitmeyi düşünür. Gazetedeki görevinden istifa eder ve inzivaya çekilecek olur.

Ama !

Gelen bir telefon her şeyin başlangıcı olacaktır. İsveç'in Hedeby adasından güçlü bir sanayicinin danışmanı Dirch Frode müvekkilinin kendisiyle bir iş hakkında görüşmek istediğini bildiriyordu. Önce görüşmeyi reddeden Mikeal birkaç gün sonra değişiklik olacağını düşünerek Hedeby'e gider. Buradaki görüşmede güçlü sanayici Henrik Vagner, Mikeal'e hiç tahmin edemeyeceği bir iş teklif eder.

22 Eylül 1966'da Hedeby'de bir trafik kazası olmuştur. Kaza, adayı şehre bağlayan köprünün üstünde olmuştur ve adanın şehirle bağlantısını 24 saat kapatmıştır. Ancak bu kazayı bugüne kadar Henrik Vagner'in zihninde tutan daha önemli bir şey olmuştu !


Henrik Vagner'in çocuğu yoktu. Çocuk özlemini, ailevi sorunlar yaşayan yeğeninin çocukları Harriet ve Martin'i yanına alarak bastırmıştı. Henrik her ne kadar Martin ve Harriet'in babalarından hoşlanmasa da, onları öz çocukları gibi severdi.

İşte o büyük kazanın olduğu gün adada Vagnet ailesinin tamamı bulunuyordu. Bir çeşit aile toplantısı yada iş toplantısı gibi maksatla. O büyük olay, o günün akşamı ancak fark edilebilmişti.

Harriet kayıptı !

Aile üyeleri, çalışanlar ve polis günlerce adanın her yanını didik didik aradılarsa da Harriet'in ne dirisine ne de ölüsüne ulaşıldı. O günden sonra Henrik Vagner için bu olay bir takıntı halina geldi. 40 senedir bu olayı kendi çapında soruştursa da, bir arpa boyu yol alamamıştı. İşte Henrik Vagner'in  Mikeal'e sunduğu iş teklifi bu olayı soruşturması olacaktır ve bu teklifin okunmasıyla beraber kitabın okuyucusu bir fırtınanın içine savrulacaktır.
646 sayfayı kapattığınızda Lisbeth Salander'in içinize örümcek gibi girip sizi kendine hayran bırakan bir örümcek ağı ördükten sonra çıkıp gidişini hissedeceksiniz.

Elimdeki ktap 28. baskı ve 2010 yılına ait. Millenium üçlemesi olarak anılan bu serlerin ilki Ejderha Dövmeli Kız iki yıllık bir geçmişe sahip. Kitap sinema filmine de çevrildi ancak henüz izlemedim.

Ejderha Dövmeli Kız: Millennium Üçlemesi 1...

Kitap içinde dört ayrı bölüm var ve her bölümün girişinde kısa birer not var:

* İsveç'te kadınların %18'i hayatında bir kez bir erkek tarafından tehdit edilmiştir.

* İsveç'teki kadınların %46'sı bir erkek tarafından darp ediliyor.

* İsveç'te kadınların %13'ü ağır cinsel şiddete maruz kalmaktadır.

* Yapılan araştırmalara göre İsveç'te cinsel şiddete maruz kalan kadınların %92'si en son yaşadıkları cinsel şiddeti polise bildirmemişler.

Bu notları ilginç kılan, ekonomik refahı yüksek, özgürlüklerinde üst düzeyde olduğu bir toplumda dahi güçlü olanın yabanileşebildiğidir. Özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde insanların rutinden bunaldıkları, özgürlüklerin sınırsızlığının insanları yalnızlaştırdığı ve pekte sağlıklı sayılmayacak düşüncede insanların çoğaldığı bilinmektedir. Buna en büyük örnekte yakın zamanda Norveç'te 76 gencin hayatına kıyan caniyi gösterebiliriz.

Kitapla ilgili son bir not: Böylesine etkileyici bir eserin yazarı Stieg Larsson'un ölmüş olması çok acı...

Yorumlar

  1. [...] Oynayan Kız, 2006 yılında yayımlanmış. Okuma fırsatına ancak erişebildim. İlk kitap Ejderha Dövmeli Kız‘ın hem kitabını okumuş hem de filmini izlemiştim. Seriye devam edip Ateşle Oynayan [...]

    YanıtlaSil
  2. [...] önce Trendeki Yabancılar ve Ejderha Dövmeli Kız kitaplarında da böyle bir tercih imkanı olmuştu. Hem kitap hem de filmi bulunan bu eseri, bir [...]

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sultanı Öldürmek Kitap Yorumu ve Fatih'in Ölümü Üzerine

Ayşe Kulin - Bir Gün Kitabı Yorumu

AYŞE KULİN- HAYAT DÜRBÜNÜMDE 40 SENE (1941-1964) KİTAP YORUMUM

Moskof Cariye HÜRREM SULTAN- Demet Altınyeleklioğlu