Aşk Coğrafyasında Konuşmalar (Nihat Genç) Kitabından Kesitler ve Yorumu



BU YAZI MUHİBBİLER.COM SİTESİNE AİT OLUP DÜŞÜNDÜREN ŞEYLER BLOG YAYINLAMA HAKKINA SAHİPTİR.


Atatürk, İngiliz Kralı 8. Edvard'ı ağırlıyor.

Konuk Kral'ı Tophane Rıhtımı'nda karşıladı.

Kral'ın motoru, Boğaz'ın dalgalarıyla bir inip bir çıkıyordu.

Kral, tam rıhtıma atılmak üzeriydi ki eli birden yere değdi ve tozlandı. O sırada Atatürk, Kral'ı rıhtıma almak üzere elini uzatmış bulunuyordu. Kral, bir mendil ile elini silip öyle uzatmak istedi. Fakat Atatürk buna meydan vermedi, "Vatanımın toprağı temizdir Ekselans, elinizi kirletmez" deyip elini tutup çıkarıverdi...

Nihat Genç'in Aşk Coğrafyasında Konuşmalar isimli kitabının kapağını çevirdiğinizde bu hatırayla karşılaşıyorsunuz . Bunu hatırayı paylaşmasının sebebi Nihat Genç'in hayata bakışını özetliyor olması olsa gerek. Zira Nihat Genç'i sağcı solcu , ilerici gerici , şeriatçı laik , şucu bucu diye asla sınıflandıramayan bir yazar. Kendisi de öyle söylüyor zaten: "ideolojilere göre yazacaksam ben neden "yazarım" , bırakayım ideolojiler anlatsın her şeyi , düşüncenin ne önemi var o zaman" der . Bağımsız olmak , özgür olmak isteyen yüreğin sesi Nihat Genç .

Arka kapakta şunlar yazıyor :

"Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin gibi hikâyelerimiz var. Bugün bile yüzlerce türkümüz, bu hikâyelerden alınmadır. Bu aşıklar, çok acı çekerler ama buluşamazlar. Hikayenin sonu ise çok enteresandır. Aslı, gerdeğe girmek için düğmelerini çözerken elbisesi alev alır, yanar. Kerem de yanar. Aşkla yanarlar ve yine buluşamazlar. Fakat hikâye burada da bitmez. Kerem ile Aslı'nın külleri kalır ve küller birbirine karışır...

İşte Anadolu toprakları: Kayseri, Erzurum, Bursa, İskenderun... Kerem ile Aslı'nın külü. Bu topraklarda anneannelerimiz, dedelerimiz, birbirinin küllerine karıştı. Biz burada insanlığın külüne karıştık. En çok ziyaret edilen, tarihin en çok mezar adları taşıyan, sandukaların, kral mezarlarının, evliya türbelerinin en çok olduğu topraklardayız. Bu topraklar, Kerem ile Aslı'nın külüdür ve bu kül, bizi ilahi tutkallarla bağladı.

Şimdi bize etnik ayrımcılık dayatıyorlar. Ama hiçbirimizin annesi, babamıza aşık olurken, 'bu, inşallah Çerkez'dir, Boşnak'tır' demedi. Ancak hepimizin annesi ve babası, bir düğünde karşılaştıkları zaman, 'seni yaratan ne güzel yaratmış, ben sana kurban olayım' demiştir. Biz, Allah'ın yarattığı her insana evlenirken kurban olduk, çoluk çocuk kurban olduk. Bu topraklara da kurban olduk. Biz, şehirlerimizi böyle kurduk. Birliğimizin temelinde, bu aşk felsefesi, bu evliyalar ve bizi kardeş yapan bu türküler, bu halaylar, bu kemençeler yatıyor..."

Yine kitabın içinden alıntılarla devam edelim. Sayfa 28 ve 29 da insanlık , kardeşlik , yurttaşlık adına önemli bölümler içermektedir:



"...Bir ebediyen dost kardeş olmaya hazır, burada bekliyoruz . İngilizlerle , Almanlarla hemen aile olmak istiyoruz.

Ama batılılar Afrika'ya gittiler ve tam 300 yıl koloni subaylığı yaptılar. Tek zenciyle evlenmeden de geri döndüler. Bu, ürkütücüdür. Şimdi Amerika'nın 300 bin askeri Irak'ta , iki tanesinin bile Iraklı ile evlenmeyeceği ortadadır. Kültürleri böyledir çünkü.

O halde bütün insanlık için en büyük dert, karışmadır; şehri kurmaktır. Teknolojik aletler, uzaya gitmek , uydular oluşturmak , telefonlar icat etmek medeni olmaya yetmiyor.

Ben hep batıya şunu sorarım: Diyelim ki çok güzel şehirleriniz var: Viyana, Paris gibi. Mutlu yaşayın. Televizyonlarınız var , güzel şarkıcılarını var. Onlara el çırpın yaşayın. Siz ikide bir Hazreti Muhammed'le yada bağımsızlığımızla , cumhuriyetimizle , Mustafa Kemal'le dalga geçip, aşağılayıp ne yapmaya çalışıyorsunuz ? Bizim değerlerimize; Hacı Bektaş'a , Mevlana'ya , bunlar geride kaldı deyip , ne söylemeye çalışıyorsunuz ? Burada bunların bir huzursuzluğu var. Ben teknolojinin ve Batı sınıf tarihinin Batı'yı akıl hastanesine döndürdüğünü, bu büyük akıl hastanesinden bu insanları ancak dünyanın bizim gibi kardeşlik ve karışık ülkelerinin zenginliğiyle uyandırabileceğimizi ve onlara bir şey öğretebileceğimizi düşünüyorum .

Örneğin Ortadoğu topraklarında Araplar savaşır, Araplar şöyledir , böyledir, diye propaganda yapıyorlar. Peki Hatay... Ortadoğu'nun en huzurlu toprağıdır ve Araplar çoğunluktadır , kardeşçe yaşarlar. Geliyorlar oraya , iyi niyetle dinler arası diyalog yapıyorlar ama dinler arası diyalogu kuran kimler ? Papazlar vs... Hayır , oradaki Arap simitçi çocuk , Arap balıkçı çocuk , yani o halk , Türk , Kürt , Arap , Çerkez gelir , biz aynı şehrlarde oturan insanlarız. Bunun en güzel örneklerinden biri Mardin'dir , Siirt'tir . Mesela bizim için Halep ile Bursa arasında bir fark yoktur.

Avrupa, birlik kurmak için siyasi bir mücadele verdi . Avrupa Birliği projesi entelektüel bir projedir. Yani demokratik hakların , ifade özgürlüklerinin , hukuk olarak eşitliklerin her ülkeye bölünmesinin büyük bir programıdır. Bu yüzlerce yıl sürecek bir süreçtir..." ( Aşk Coğrafyasında Konuşmalar Sayfa 28-29)

Sırplar Hangi Yönden Geldi ?

Gençliğimizde Bosna büyük bir kayak merkeziydi, kış olimpiyatlarına merkezlik yapmıştı. Biz o günlerde Saraybosna'nın ne kadar güzel bir yer olduğunu biliyorduk. Sonra defalarca gittik; dağlarını, 20 metre uzunluğundaki ağaçlarını , Osmanlı imareti büyük camileri gördük. Balkanların neredeyse en güzel köşesi. Medeni , kültürlü insanlar... Bugün 400 bine yakın insan öldü deniyor . 200bine yakınının Boşnak olduğu belirtiliyor. Öldürülen bu insanların dağ, tepe, kasaba ve köylerini tek tek gezdik . Büyük facialar, ders çıkarılacak facialar gördük.

300'ün üzerinde Müslüman'ın ölüsünün yattığı bir köyde , anıt mezarın yanında yaşlı bir adamla karşılaştık. Dedeye Sırpların hangi yönden geldiğini sorduk. Şaşırdı dede, "Herhangi bir yönden gelmediler" dedi. "Bizim yüzlerce yıl beraber oturduğumuz komşularımız, bizi öldürdü. Hatta iftarda bize çorba getiren ve tavla oynadığımız arkadaşlar bizi kestiler." İşte asıl panik burada başlıyor. Aynı sokakta oturan insanlar etnik kavga yüzünden birbirinin gırtlağına çöküyor.... (Aşk Coğrafyasında Konuşmalar Sayfa 137-138)

Gün geçmiyor ki güzel ülkemin bir köşesinden etnik çatışma haberi gelmesin . Her gün bir başka yerde olay çıkıyor , her gün çatışma... Tütsülenmiş gibi peşine takılıp gidilen etnik çatışmaya direnmek için okumak gerek "Aşk Coğrafyasında Konuşmaları . Lübnan'ı , İsrail'i , Amerika'yı , Anadolu'yu okumak için önce bu kitabı okumalı...

Yorumlar

  1. Çok güzel anlatmış Nihat Genç olayı... Anlattığın kadarıyla çok hoşuma gitti. En kısa zamanda okumak istiyorum :)

    YanıtlaSil
  2. [...] hakkında en ufak fikri olmayanlara tavsiyem Bosna’daki çatışmaların anlatıldığı Aşk Coğrafyasında Konuşmalar - Nihat Genç‘i [...]

    YanıtlaSil
  3. [...] sunuldu. Nihat Genç’in 19. kitabı olarak raflardaki yerini aldı. Daha önce Veryansın,  Aşk Coğrafyasından Konuşmalar, Kompile Hikayeler isimli kitaplarını okuduğum Nihat Genç’in bu kitabını çok kısa [...]

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ayşe Kulin - Bir Gün Kitabı Yorumu

AYŞE KULİN- HAYAT DÜRBÜNÜMDE 40 SENE (1941-1964) KİTAP YORUMUM

Sultanı Öldürmek Kitap Yorumu ve Fatih'in Ölümü Üzerine

Moskof Cariye HÜRREM SULTAN- Demet Altınyeleklioğlu