BU YAZI MUHİBBİLER.COM SİTESİNE AİT OLUP DÜŞÜNDÜREN ŞEYLER BLOG YAYINLAMA HAKKINA SAHİPTİR.
Yeni bitirdiğim kitabım "Veryasın"
Şu sıra Avrasya TV (ART) de aynı isimdeki programı ile 15 günde bir gündemde olan , olup biten her şeyi farklı bakış açılarından anlatıp , senin benim anlayacağımız en sade şekilde anlatan , zihinlere ışık olan Nihat Genç'in kitabı .
Kitap SKYTURK 'te Serdar Akinan 'la birlikte yaptığı programların , en önemli kısımlarından oluşuyor . Benzetmeleri , fıkraların , eleştirilerin en tadından yenilmez kısımlarından oluşturmuşlar . Kitabın oluşmasına Destek Yayınlarından Sinan Onuş ve Erdem Anılan vesile olmuşlar .
Hatırı sayılır bir izleyici kitlesine ulaşan bu programlar internette sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılır hale geldi . Programın videoları , ses dosyaları forumlarda yayınlanır oldu . Programlarına ve kitaplarına olan bu ilgiyi Nihat Genç Veryansın kitabının önsözünde şöyle yorumlamış :
"Sizler beni 48 yaşımdan sonra tanıdınız . İşte o yaşa kadar ne yedim , ne içtim , yazarlıkla karnımı tüm ambargolara rağmen nasıl doyurdum ? Bu büyük direncin manevi bir formülü vardı . Tarihin derinliklerinde binlerce soylu yazar , direnerek , çalışarak , işkenceler altında canları pahasına metinlerini bizlere ulaştırmayı başardılar . Şimdi sen , ben , biz , onların aşkı , onların onuru , onların değerleriyle , kültürleriyle oluşuyoruz . Doğuda ve Batıda dünyamızı şekillendiren bu soylu yazarların ahlak dersi olmadan yola çıkanlar o holdinglerin , bu medyanın , şu şebeklerin , bu falan partinin , şu şeyhin köpeği , yalakası olur . Bu iletişim çağı sizi kandırmasın . Karşınıza yüzlerce gazetenin sansürünü , yüzlerce televizyonun ambargo duvarını yıkarak geldim . Çünkü kalbimde , ellerimde , sırtımda , tarihin bu soylu yazarlarının hikmetli aşk sözleri vardı . O güzel adamların , duvarları delen büyülü sözleriydi ."
Kitabının da bana verdiği tad aynen bu büyülü söz beklentisinin verdiği heyecandı . Darbe , demokrasi , iktidar , muhalefet , Cumhurbaşkanlığı seçim süreci , toplum , siyasi tercihler hakkında hiç bakmadığımız yönlerden bakmamızı sağlayacak o değerli tespitlerini , kitaplarınız arasında tutmanızı tavsiye ederim . Tüm bunları anlatırken araya sıkıştığı fıkralarda cabası =)
Kitaptan rastlantısal olarak seçtiğim iki kısa bölüm aktarayım tanıtım amaçlı olarak :
"İkinci Dünya Savaşı büyük bir kargaşaydı . Tüm insanlık tarihinin kargaşası ve kaosu , bu savaşta yaşandı . Çünkü 2. Dünya Savaşı'nda 50 milyona yakın Avrupalı , uygar insan öldü . Birbirlerini öldürdüler . O uygar ; modada , sanatta bugün dünyanın bütün müzelerini dolduran Fransız sanatçılarıyla , ressamlarıyla dolu o Fransız kültürü gitti ve Almanları öldürdü . Dünyanın belki de en büyük filozoflarını yetiştirmiş Almanlar gittiler Fransızları öldürdüler . Hem de öyle bir iki değil , milyonlarca . Uygarlığın zirvesinde birbirlerini öldürüyorlar . Anlaşılmaz bir şey bu . Bu bir kaostur , kargaşadır . Kilise diyorsun inanan yok ! Kültür diyorsun , inanan yok ! İnsanlar bu kadar vahşice birbirlerini niye öldürürler ? Kaostur bu .
Aydınlar bunu anlamak zorundadır . Bir sürü aydın , 2. Dünya Savaşı üzerine yazıları yazmıştır . Ama bugün en moda olanlardan Sartre ve Camus , çok basit şeyler söylüyorlar . "İnsanoğlu dünyadan , Allah'tan , uygarlıktan bu kadar umudunu kesip kendi öz cinsini bu kadar vahşice niçin öldürür ?" Bu sorunun yanıtı yok . "O halde yeniden bir insan inşa etmek zorundayız . Bu dünya saçma , saçma felsefesi oradan geliyor . Bu kadar saçmalık olur mu ? Bu saçma bir düzendir . Bu saçma düzenden insanoğlu kurtulamaz , dünyayı böyle saçma kabul edelim" diyorlar . Bir mantığı ve iç düzeni yoktur kısacası . Büyük ve güçlü bir manifestodur bu .
Bu dünya saçma diye bir saçma olamayız . Biz , türümüzü yaşatmak için bir ahlak geliştirmek zorundayız . Yapacağımız ilk girişim başkasının sorumluluğunu ve başkasına karşı sorumluluğu bireye yerleştirmektir . Ben kendimi inşa ederken önce sana , topluma olan sorumlulukla bir benlik elde ediyorum . Ben önce sorumluluklarımı bileceğim . Başkasının sorumluluklarını ahlak edineceğim....." (sayfa 19)
====================
"Birgün bir adam yanlışlıkla karısına boş ol demiş . Boş ol dediği için de İslam hukukuna göre karısından boşanmış olması lazım . Yeniden karısıyla kavuşması için karısının birisiyle geçici bir evlilik yapması gerekiyor . Adam köyden Izbandut gibi yarı deli bir adam bulmuş , getirmiş . Adamı kiralayacak böylece karısını tekrar alacak . Adamla birlikte gelmiş hocanın karşısına . "Hoca bir münasebetsizlik yaptık , sizce de bu uygun mudur ? diyor . Oflu hoca adama dönüyor , "Şimdi bu adamla senin hanım mı evlenecek ? diye soruyor . "Evet" diye yanıtlıyor adam . Hoca da peki bu Boş olu kim söyledi diye soruyor . Adam da ben söyledim yanıtını verince hoca , "O zaman bu adamın altına seni vermeli , kadının ne günahı var" diyor.
Buradan hareketle soruyorum : Cumhurbaşkanlığı seçiminde boş olu kim söyledi....."
(sayfa95)
====================
Kitap bu şekilde her programın en can alıcı bölümlerinin oluşturduğu 53 bölümden oluşuyor . En son bölümü Çanakkale Savaşlarına ayrılmış . Çok etkileyici bir bölüm . Ancak özellikle bu konudan bahsetmedim . Çanakkale savaşlarını farklı kitaplardan da alıntılarla yakın zamanda ayrıca işlemeyi planlıyorum .
Nihat Genç gerçekten zeki ve cesur bir yazar.Bu kitabını da en kısa zamanda alıp okucam.
YanıtlaSilbu büyük adama şapka çıkartılır
YanıtlaSil[...] ile satışa sunuldu. Nihat Genç’in 19. kitabı olarak raflardaki yerini aldı. Daha önce Veryansın, Aşk Coğrafyasından Konuşmalar, Kompile Hikayeler isimli kitaplarını okuduğum Nihat [...]
YanıtlaSil