Rota Fethiye - Gezi Notları (2015)





(NOT: fotoğrafların tamamına tıklayarak büyütebilirsiniz.)

Rota Fethiye. 6 Temmuz akşamı Datça'nın yılan gibi kıvrımlı yollarından geçerek senelerdir hayalini kurduğum Fethiye gezime doğru yola çıktık. Hemen artı parantez belirtelim 2007, 2008 ve 2009 senelerinde de Fethiye'ye gittim ancak bu seferkini ayrıcalıklı kılan eşimle beraber gidiyor olmamdı.

2009'da önce Fethiye, ardından Göcek'e yaptığım gezide "evlenince eşimi de mutlaka buralara getireceğim" demiştim. Ben sözümü tuttum ama ne acıdır ki sermayenin doğa katliamı hayalimdeki güzellikleri acımasızca harcıyor. O doğa harikası, methiyeler dizdiğim Göcek yazımdaki Göcek'ten artık eser yoktu. Doğa harikası Göcek'in suyu kahverengi olmuş. Birbirinden lüks gemilerin sıra sıra dizildiği marinada mavi sulardan eser kalmamış. 6 Temmuz günü Fethiye'ye doğru giderken uğradığımız Göcek bende büyük hayal kırıklığına sebep oldu. O sebeple buradan hiçbir fotoğraf yok, hiçbir bir methiye de yok.

GÖCEK artık lüks yatların teknelerin pisliğini çeken bir yuva. GEÇMİŞ OLSUN !

7  Temmuz Salı 

Kaldığımız yer California Apart Hotel. Senelerdir her gittiğimizde burada kalırız. Artık aileden olduk desek yeridir.

Bugün Ölüdeniz'den kalkan tekne turlarından biriyle Kelebekler Vadisi turuna çıktık. Sakin Palamutbükü'nden sonra fazlasıyla kalabalık Fethiye'ye adaptasyon biraz zor oldu elbet. Tekne kalabalık, deniz kalabalık...


Kelebekler Vadisinin girişi. Plajdan patikaya varmadan öncesi...

Kelebekler Vadisine vardığınızda teknede duyuru yapılıyor. Dileyen vadiye yürüyerek gidebilir. 15 dakika gidiş 15 dakika dönüş 30-35 dakikalık bir patika yolu. Yolun sonu küçük bir şelaleye varıyor. (bayağı küçük) Patikanın girişinde 5 TL ücret alan bir amca var. (sebep bilinmiyor, alıyor. herkes veriyordu bizde 5'er TL verdik.) Yaz başlamadan önce baharda buralara gelirseniz asıl o zaman güzel fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. Temmuz ayında kelebek falan kalmıyor ama huyumdur yürümek dediler mi durmam yürürüm.




Bahsi geçen şelale bu değil ama onun suyu bu. Büyüklüğünü hayal edebilirsiniz.


Vadi içerisinde çadırını getirip kamp kuran çok kişi vardı.


Gözlemeciiiiiiiiiiiiiiiiiiiii

Gezinin devamında teknenin durduğu yerlerde hep yanımıza gelen motorlar oldu. Bu fotoğraftakiler de onlardan biri. Gözleme isteyen ?


Gemiler koyunun girişi.


8 Temmuz 2015 Çarşamba

Gezimizin en güzel günlerinden biri desek yeridir. Bugün Ölüdenizden ayrıldık ve Kayaköy'e gittik. Kayaköy'ün tarihçesi ve etrafı hakkında bilgi daha önceki şu yazımda anlatmıştım. Tekrardan bu konuya girmiyorum ve ortamdan kareler paylaşıyorum.


Kayaköy cepheden



Midilli atının yavrusu. Hem midilli hem yavru. Kısacası baya bi küçük



Tavuskuşuuuuu









Kayaköy mevki olarak Fethiye-Hisarönü'nden 15 km ilerde diyerek tarif edilebilir. (Hisarönü'de Ölüdeniz'in 4km yukarısı oluyor. Yani denizden mecburen çıkılan rampalar var ve 4 km sonra Hisarönü olarak bilinen yere ulaşılıyor.)  Yani Kayaköy'e gittikten sonra tekrardan Fethiye yönüne geriye dönmeniz gerek. Zira yolun sonu deniz geri dönüş mecburi. Ama biz öyle yapmadık !

Yola devam ettik ve "Gemiler Koyu" olarak adlandırılan bir koya vardık. Vakit olup denizine giremedik ama güzelliğini görmek dahi yetti. Giriş ücretli. Yanılmıyorsam 10 TL yada 15TL araç bedeli alınıyor. Kafa sayısı önemli değilmiş. Araca ücret kesiliyor. Yazlık bölgeler için gerçekten kabul edilebilir makul bir fiyat. Çoğu yerde abartılı fiyatlarla karşılaşmış biri olarak bunu belirtmek isterim.

Ortam milli park benzeri. Çam ağaçları, deniz kenarı, bir kaç tesis ve sessizlik. Tavsiye edilir yolu Fethiye taraflarına düşenlere.


Gemiler koyuna varmadan önceki son virajdan manzara.

Bu yukarıdaki fotoyla ilgili ilginç bir not düşeyim. 2009 senesinde yazdığım Fethiye gezi notları isimli yazımda da tam bu noktadan kendi fotoğrafımı paylaşım :)

Neyse efenim, vakit yer çok. Daha fazla oyalanmadan tekrardan yola koyulduk. Fethiye dolaylarına eşimi getirmemin asıl sebebi olan yere doğru durmaksızın ilerliyoruz. O yerin adı Saklıkent !

Fethiye merkeze 30 - 35 km civarında bir uzaklıkta olsa gerek. Antalya yolu üzerinden gidiyorsunuz. Yolun son 10 km bağ-bahçelik yerlerden geçiyor çok fazla sürat yapılamıyor ağır ağır gitmekte yarar var. Bu bölgeye hiç gelmediysem 4-5 sefer gelmişimdir. Ama hiç birinde de sebep olmadı ki yol üzerinde gördüğümüz Yakapark tabelasına sapalım.

Gerçi yalan olmasın bir seferinde sapmıştık ama meğer Yakapark diye gittiğimiz yer onun taklidi dandikten bir yermiş. Gerçek Yakapark zirvede. Tlos Antik kentinden hemen sonra. Alabalık çiftliği bulunan bu mekandaki tarihi duvar üstünden akan şelale ve mini göletler üstündeki tahta oturmalık mekanlarıyla görülesi hatta hatta hayran kalınası bir yer. Fazla söze gerek yok. Video ve resimlerimiz anlatsın.


bahsettiğim oturmalık yerler.


suyun aktığı duvar yada sur






Şimdilik bu kadar yeter bence. Baya uzun bir içerik oldu. Ama 8 Temmuz günü henüz bitmedi !

Devamı Saklıkent 2015 olarak gelecek okumaya devam edin efenim...

Yorumlar

  1. […] cefe cefe” başlığı altına. Aslında daha anlatacak tatil yazılarım vardı; bitiremedik Fethiye‘yi ve henüz başlamadık Akyaka’yı anlatmaya ama değişik içeriklerde de […]

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AYŞE KULİN- HAYAT DÜRBÜNÜMDE 40 SENE (1941-1964) KİTAP YORUMUM

Ayşe Kulin - Bir Gün Kitabı Yorumu

Sakıncalı Piyade Kitabı Tanıtımı ve Uğur Mumcu

Moskof Cariye HÜRREM SULTAN- Demet Altınyeleklioğlu