Eskişehir Gezi Notları ve Fotoğrafları-2



BU YAZI MUHİBBİLER.COM SİTESİNE AİT OLUP DÜŞÜNDÜREN ŞEYLER BLOG YAYINLAMA HAKKINA SAHİPTİR.

Geçen hafta Eskişehir Gezimin birinci bölümünü yazmıştım ve tramvaya binip Odunpazarı'na gittiğimi söyleyip noktalamıştım yazımı. Kaldığımız yerden devam edelim . Odunpazarı ,Eskişehir'in ilk yerleşim yeriymiş. Bu ilçedeki evler 250-300 yıllık. Bundan 2-3 yıl öncesine kadar ha yıkıldı ha yıkılacak veya en iyi ihtimalle kimsenin yüzüne bakmadığı evler İlçe Belediye Başkanı Burhan Sakallı'nın başlattığı restorasyonla eski şaşaalı günlerine geri dönmüş. Bugün Safranbolu evleriyle boy ölçüşür hale gelen Odunpazarı evlerinin restorasyonu henüz bitmemiş; ama çalışmalar devam ediyor. Kalan birkaç evde tamamlandıktan sonra bu ilçemizin adını kesinlikle daha çok duyar oluruz .





Çalışmaları biten evlerin sahipleri , avlularını çay bahçesi , mantı evi , gözleme evi yada lüle taşı atölyesi olarak kullanabiliyorlar. Bu yerlerden birinde çok ilginç bir tesadüfle karşılaştık. Kısaca bahsedelim o konudan da:
"Bir önceki yazımda Eskişehir'den önce Ankara'ya gittiğimi belirtmiştim. Malumunuz Ankara'ya gidipte Anıtkabir'e uğramamak olmaz demiş ve Anıtkabir'e de gitmiştik. Müzeyi gezerken dikkatle incelediğimiz eşyalar arasında Mustafa Kemal'in bastonlarını görmüştük.  Özenle gül motifleri işlenmiş  bastonlardan biri tamamen lüle taşındandı. Bakıp geçtiğimiz bu baston karşımıza Odunpazarı evlerinde çıktı . O an hissedileni sizlere aktarmam çok zor . Bu bastonun ustası dönemin Eskişehir Mevlevihanesi Hocasıymış ve biz onun evindeydik. Bastondan 3 tane yapmış. Biri Anıtkabir'de , biri o an oturduğumuz evde , bir diğeri de Mustafa Kemal Atatürk tarafından İran Şahı'na hediye olarak gönderilmiş.

Büyük bir özenle ve sükunetle anlatılan bu olayın aktörlerinin isimlerini vermeyi doğru bulmadığım için isim açıklamadan bu olayı aktarmayı tercih ettim ."




Odunpazarı'nda birde Osmanlı Evi var. Müze olarak kullanılan ve şahsa ait bu yere giriş ücreti 1 lira . İçerde Neler olduğu az çok fotoğraflardan belli ama olurda yolunuz düşerse uğramanızda yarar var derim.





Başımdan geçen o ilginç tesadüfü anlatırken Eskişehir Mevlevihanesinden bahsetmiştim . Oda hemen az yukarıda. Eskişehir Mevlevi Külliyesi derseniz herkes tarif eder. O ana kadar bende bilmiyordum

Külliye ne demek?



 Açıklaması şuymuş : "çeşitli işlevleri bulunan sosyal amaçlı yapı topluluğuna verilen isim. Genel olarak cami, medrese, imaret, kütüphane, hastahane ve hamam görevini gören binaların bulunduğu yapı." Eskişehir'e özgü olarak külliyenin içinde bir lüle taşı atölyesi var . O atölyeden eserleri fotoğrafta görüyorsunuz .





Neyse Odunpazarı'nda işimiz bitti ve bir başka büyük park alanına gittik. Çok büyük bir alan, ortada suni göl ve o gölde çocukların eğlencesi için kurulmuş büyük Nuh'un Gemisi. Daha yapım halinde olan bu büyük parkta birde Masal Sarayı yapılıyor . 7-8 katlı bina yüksekliğindeki bu yapı ,çocukların hayal güçleri için yapılıyormuş . Bilim ve Kültür Parkı diyorlar buraya. Bittiği gün çok ses getirir...




Son olarak Şelale Park .

Eskişehir'i en yüksekten buradan izleyebilirsiniz . Havaların iyice ısındığı dönemde daha da güzel olacaktır burası .


Eskişehir'e gidin efendim , tavsiye edilir =)

Yorumlar

  1. Evleeeer :) Tarih kokan şirin evler, bayıldım evlereee :)

    Bir de Külliye çok güzele benziyor. Görmek gerek :)

    YanıtlaSil
  2. [...] en önemli yeri burasıydı diyebilirim . Ama anlatımı ve fotoğrafları bir sonraki yazımda. Eskişehir Yazıları-2‘de olacak [...]

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AYŞE KULİN- HAYAT DÜRBÜNÜMDE 40 SENE (1941-1964) KİTAP YORUMUM

Ayşe Kulin - Bir Gün Kitabı Yorumu

Sultanı Öldürmek Kitap Yorumu ve Fatih'in Ölümü Üzerine

Moskof Cariye HÜRREM SULTAN- Demet Altınyeleklioğlu