Ahmet Ümit ve Bab-ı Esrar



Polisiye roman okuyucusuyla alay eden bir türdür derler . Aklını karıştırır , allak bullak eder okuyanı . İşi gücü bırakır tüm gün kitapta ki cinayeti düşünürsünüz . Sanki çözmek zorundaymışsınız , siz okumazsanız faili meçhul kalacak gibi olur .

Muhibbi açılmadan önce pazartesi postası adıyla müptelası olduğun Ahmet Ümit'in Şeytan Ayrıntıda gizlidir romanında ki hikayeleri parça parça yapıp sizlerle de paylaşmıştım .



Okuyan ne kadar kişi var bilemiyorum ama birkaç geri bildirim yapan arkadaşım hikayelere hayran olmuşlardı . Böyledir işte Ahmet Ümit'i okumak diyordum onlara , hastalık yapar adamda , hele siz birde uzun romanlarını okuyun...
Ki tamda zamanı o uzun romanları okumanın .  Çünkü Ahmet Ümit yeni kitabı Bab-ı Esrar gösterime girdi . Dikkat edin gösterime girdi diyorum çünkü Türkiye'de ilk defa bir kitabın tanıtımı kısa filmle yapılıyor .


Ahmet Ümit Bab-ı Esrar yani sır kapısı üzerinde 3 yıldır çalışıyormuş . Hikaye şöyleymiş : "Londra'lı bir kadının Konya'daki sırlarla dolu yolculuğunu anlatıyor. Karen Kimya Greenwood, Mevlevi Poyraz Efendi ile eski hippi Suzan'ın kızıdır. Çok sevdiği babası, Karen on iki yaşındayken onları terk ederek, Şah Nesim adında Pakistanlı bir adamla gitmiştir. Karen, babasının onları neden terk ettiğini uzun yıllar anlayamaz. Ta ki mesleği gereği Konya'ya gidinceye kadar."

Ahmet Ümit romanında polisiye olmasına rağmen o klasik polisiye araştırmasından çok fazla şey bulabilirsiniz . Bir Patasana'yı okursanız Anadolu ' da insanlık tarihin ne kadar eski olduğunu anlarsınız . Sizden önceki medeniyetlere ilginiz artar . Bir Beyoğlu Rapsodisi 'ni okursanız İstanbul'un 6-7 Eylül Olayları diye adlandırılan kargaşadan öncesini anımsarsınız ve aynı zamanda kitabı bitirdiğinizde birazda muzur bir gülümsemeyle bol bol Ahmet Ümit'e söversiniz =)) Yine Ninatta'nın Bileziği'nde tarih öncesi bir aşkı yazıtlardan okuyarak insanın hep aynı olduğunu fark edersiniz . Ve daha okuma fırsatını bulamadığım birçok kitabı....

Yorumlar

  1. Ahmet Ümit kitapları ile tesadüfen, yıllar evvel yanlış değilsem 5 yıl önce tanıştım. polisiye roman konusunda Türkiye'nin yüz akı fakat aynı şeyleri denemeleri ve hikayeleri için söyleyemeyeceğim. sis ve gece ile beyoğlu rapsodisi'nin yeri farklıdır benim için. fakat şunu söylemem gerekir ki merakla beklediğim bab-ı esrar ciddi bir hayal kırıklığı oluşturdu bende. seçtiği konu, yani Mevlana-Şems hikayesi biraz boyunu aşmış bence. bu konuda yeterli tasavvufi birikiminin olmayışı kendini çok ele veriyor satır aralarında. diğer romanlarının içinde en çiğ ve bana göre aceleye gelmiş bir roman.. aynı konu üzerine Elif Şafak'ın yazdığı kitaptan Ahmet Ümit Bey çok rahatsız olduğunu her fırsatta belirtse de bana göre Aşk, Bab-ı Esrar'dan daha başarılı bir çalışma olmuş. Mevlana-Şems hikayesi üzerine okuma yapmak isteyenlere Aşk'ı salık veririm ben. her ne kadar Aşk da istenilen düzeye ulaşamamış olsa da...

    YanıtlaSil
  2. Bende beyoğlu rapsodisinde sinir olmuştum :D ama yazarın yazışına değil . Hikayenin kurgulanışına :P zaten her polisiye roman okuyucusuyla dalga geçer derler ama ondaki biraz ağrıma gitti , birinci ağızdan okuyoruz kitabı ben yaptım şöyle yaptım böyle yaptım diye ve sonunda katil okuyucu çıkıyo :D

    Kavim en içimden vuran eseri . Şuan Bab-ı Esrar elimde sayfa 202 deyim değerlendirmesi daha sonra :)

    YanıtlaSil
  3. bi tek kavimi okumadım bende.. ama sen bitir bab-ı esrar'ı o zaman konuşalım.. :)

    YanıtlaSil
  4. Eski sitemizden kalan Bab-ı Esrar Yorumlarından aktarmaya değer bulduklarımı buraya taşıyorum :

    @harput
    evet bu kitabın tanıtımını tv de görmüştüm
    okumak için sabırsızlanıyorum. Ankrada alıcam mutlaka ve çok sürükleyici olduğunada eminim. benden sonra bu kitabı okumak için sıorada bekleyen 4 arkadaşım daha var :)

    @aylin
    patasanayı okumuştum o benim ilk baştan sona ve zevkle okuduğum bi kitaptı.ahmet ümit gerçekten çok güzel kitaplar yazıyor.bab-ı esrarıda dün aldım okumaya başladım

    @hande
    Ahmet Ümit'in Bab-ı Esrar isminde bir kitap çıkardığını duyar duymaz,bu kitabı okumam gerektiğine karar verdim ve hiç geciktirmeden kitabı aldım.Herzamanki sürükleyiciliğinden hiçbir şey kaybetmeyen ancak diğerlerinden oldukça farklı bir gizeme sahip bu kitabı soluksuz okuyup,2 günde tamamladım.İlk defa kadın-erkek arasındaki aşkın yer almadığı bir kitabı,bu kadar heyecanla okuyabildim.Çünkü dile getirilmeye çalışılan aşk,o aşk değil Tamamen din anlayışı ve dine 2 farklı bakış açısı üzerine kurulu bir eser.Okuduğum Ahmet Ümit eserleri arasında ilk sırayı almaya değecek kadar özel bir yapıt yaratmış Ümit.Yeni gelecek eserlerini sabırsızlıkla bekliyor,Ahmet Ümit'e teşekkürlerimi iletiyorum.Ve en kısa zamanda Konya'yı görmek istiyorum
    Ellerine,yüreğine,aklına,kalemine sağlık... :)

    @chilek
    Yorumlarınıza bende katılıyorum.Ahmet Ümitle bu yaz staj yaparken tanıştığım bir arkadaşımın elinde gördüğüm 'Patasana' ile tanıştım ve 3günde stajda yakaladığım boş zamnalarda okudum,son sayfayı bitirdiğimde damağımında inanılmaz bir tat bıraktı ve '' işte budur ya, vallahi bravo yazara, böyle yetenekli bir yazara sahip olduğumuz için ne mutlu bize '' dedim. Bab-ı Esrar'ı da 1 sene önce Ahmet Ümitin katıldığı bir televizyon programında 'yazmakta olduğum ' diye bahsettiği andan buyana sabırsızlıkla bekledim,aldım okudum yine bayıldım.Tesadüfen yarında Konya'ya gidiyorum ve birçok kez gittiğim bu şehre Mevlana Türbesi'ne ve Merec-el Bahreyn diye geçen yere daha farklı gözle bakıcam, daha bilinçli, daha olgun düşüncelerle.. Ahmet Ümit'in sayesinde..

    @Ahmet Demirel
    ahmet ümiti geç keşfettiğimi düşünüyorum 16 yaşımda bab-ı esrar var şuan elimde ve uyku programı yaptım ona göre okuyorum kitabı 8de uyku 11 e kadar 4 e kadar okuyup 8 de 1 saat uyuyp okul bağımlı oldum ) hep yanımda süper bir kitap

    @ayşe gül
    bab ı esrar ı şimdi bitirdim.son sayfalarında babayla kısın arasındaki olanlar için çok üsüldüm ve gözyaşlarımı bile akıttım.muhteşem bi kitap e tabi yazarımız da muhteşem biri...ahmet ümiti daha geçen sene tanıdım (edebiyat öğretmenim saolsun)biraz bahsetti bize hele patasanadan çok çok bahsetti e bn de burur muyum hemen o gün aldım kitabını ama ilk olarak kavimi okudum hayatımda okuduğum yada bu zmna kadar okuduğum en güsel kitaptı bu anlamda da onA çok çok teşekkür ediorum bize böyle güsellikleri tattırdığı için sen de çok seviorum ahmet ümit)))

    @Hasan Kaya
    Ahmet Ümit gerçekten Türk romanları içerisinde
    önemli bir yere sahip BAB-I ESRAR bana göre mükemmel
    bir kitap akıcı, sürükleyici ,heyecan verici bende herkese
    tavsiye ediyorum

    @uğur
    helal olsun ahmet ümite ilkokul öğretmenimle karşılaştım ana ahmet ümiti oku dedi ve bu serüvene kavimle başladım
    kavimi elimden bırakamıyordum
    kavim bitince hiç beklemeden aşk köpekliktiri okudum oda çok harika bir kitaptı
    daha sonra sis ve gece daha sonra insan ruhunun anatomisi ve şimdi bab_ı esrar helal olsun ahmet ümite yeni kitabını 4 gözle bekliyorum

    @ahmet
    Okuduğum en güzel Ahmet Ümit kitabı tebriklerrr

    @özlem
    inanılmaz bir keyifle uzun bir yolculuğa çıktım..uyandığımda sayfalar coktan tükenmişti..kelimeler ifade güçlüğüne takılır yazılar ruha dokununca.. devam eden başarı dileklerim Ahmet Ümit'e..

    YanıtlaSil
  5. Bab-ı Esrar'ı şimdi bitirdim . Eflatuna yorum yapacağıma söz vermiştim :)

    14 Mart günü Mevlana C.R. nin Etme isimli şiirini Yılmaz Erdoğan'ın sesinden duyunca etkilenmiş ve http://muhibbiler.com/aski-bir-daha-dusunmek-icin-etme-mevlana-cr bu yazıyı yazmıştık .

    Bab-ı Esrar 'ı okudum ve o hissiyatı , o aşkı anlatmak gerçekten mucize dedim . Eğer Ahmet Ümit bu konuda eleştirilecekse eminimki kendisinini haberi olsa memnun olurdu bu eleştiriye . Çünkü oda biliyordur ki o mükemmel kalemi ile dahi anlatılamaz , anlatma yolunda ilernebilirdi .

    Bana bunları yazdırmaya sebep olacak kadar sağlam bir eser . Ahmet Ümit ne yaparsa yapsın çok beğeniyorum . Ninatta'nın Bileziği'ni okudum tarihi tabletlerden hoşlandım . Patasana'yı okudum o tabletler ile bugünün harmanlanmasına hayran kaldım . Beyoğlu Rapsodisi ve Kavim'de polisiye romanın zeka işi olduğunu hissettim . Beyoğlu Rapsodisinde 5-6 eylül olaylarına atıfta bulunmuş , kavim ermeni tehcirine , patasana'da biraz ermeni tehciri biraz teröre atıfta bulunmuştu . Bnların hepsini yaparkende asıl işinin polisiye roman olduğunu hiç unutturmadan yaptı . Eserlerinin hepsi birbirinden güzel . Masal masal içinde'nin dahi tavsiye edildiğini duydum , bu kitabı oku diyeni duydum .

    Bab-ı Esrar ise bambaşka bir eser olmuş . Hani içinden notlar alıp paylaşmak istedim ama hangisini not etmeliyim bilemedim . Şems Tebrizi'yi hiç bilmediğimi farkettim . Şens Tebriziyi tanıştırmış bizlerle . Bittiğinde içim burkulan bu kitabı imkanı olan herkese tasiye ederim . Sabırla okuyun ve Poyraz ile Karen'in buluşmasını hissedin :)

    YanıtlaSil
  6. öncelikle şunu demek isterim ki; Ahmet Ümit Türk yazın tarihinin polisiye tarzındaki tek ve en iyi temsilcisi bana göre. burada Peyami Safa'nın hakkını yiyormuyum derseniz; evet biraz yiyorum ama Ahmet Ümit bunu polisiye konusunda hakediyor.

    fakat benim kastettiğim Bab-ı Esrar için durum epeyce farklı. çünkü kaleminin ve dilinin hiç yatkın olmadığı bir alanda yazıya koyulmuş ki tasavvuf alanında bir eser koyabilmek ciddi bir birikim gerektirir. fakat Ahmet Ümit bu birikimden yoksun bir yazar. dolayısıyla da eseri tasavvuf konusunda epeyce okuma yapan birisi olarak bana çok çiğ geldi. bunu kitap içerisindeki bir çok diyalogda bulmak mümkün.. Cefe'ye dilerse bunları kitap üzerinde de gösterip açıklarım ki ne demek istediğimi o zaman daha iyi anlar. :D

    bunun dışında Ahmet Ümit'in eleştirilerden mutlu olacağını yazmış Cefe fakat edebiyat dünyasını takip ettiyseniz bu kitap üzerine olan eleştirilerden hoşlanmak bi tarafa kendisinin ciddi bir rahatsızlık belirttiğini söylemem gerekir. buna da örnek olarak şunu verebilirim ki dileyene de yine açıklarım, aynı konu üzerine Elif Şafak'ın Aşk isimli kitabı Ahmet Ümit'i çok ciddi derecede rahatsız etmiş ve egoizm belirtileri dahi gösterecek açıklamalarda bulunmuş kendisi..

    fakat şunu belirtmem gerekir ki, Aşk Elif Şafak'ın bana göre en kötü romanı olmasına rağmen Bab-ı Esrar'la kıyaslanınca çok daha iyi bir eser olarak kalıyor. Elif Şafak'ın tasavvufu birikimi aradaki bu farkı ciddi derecede ortaya koyuyor...

    velhaasıl, Bab-ı Esrar raflara çıkmadan bir sene kadar önce haberim olup da ciddi bir heyecanla bekleyip de çıkar çıkmaz okuduğum ve sonunda ilk kez bir Ahmet Ümit romanında çok ciddi bir hayal kırıklığı yaşadığım eserdir.. lafı daha fazla uzatmayayım ben, dileyen olursa ayrıca tüm bu yazdıklarımın gerekçelerini de belirtmekten zevk duyarım... :D

    YanıtlaSil
  7. "tasavvuf konusunda epeyce okuma yapan birisi olarak bana çok çiğ geldi" ;) bu konuda ne söylesem hatalı olur . Zira ben şunu dedim "Şems Tebrizi’yi hiç bilmediğimi farkettim . Şens Tebriziyi tanıştırmış bizlerle " kitaba karşı yorumlarımızda ki fark burdan geliyor :)

    YanıtlaSil
  8. bu konuda sana sonuna kadar katılıyorum.. Şems-i Tebrizi'yi herkese tanıtma konusunda, onun hakkında merak uyandırma konusunda oldukça başarılı bir eser. şunu da itiraf edeyim ki; Mevlana türbesine/müzesine 2-3 kez gitmiş olmama rağmen bu ziyeretlerimin hiç birinde Şems-i Tebrizi türbesine gitmemiştim. bu türbenin ayrı bir yerde oluşunun sebeplerini de hiç düşünmemiştim. ama bu kitabın uyandırdığı merakla konya'ya ilk gidişimde ilk uğrayacağım yer Tebrizi türbesi olacak.. :D

    YanıtlaSil
  9. [...] Ayrıca okuyucu açısından bir konuyu iki farkı kalemin işlemesinin de avantajını yaşamamızı tavsiye etti =) ( Bu konuda Amet Ümit Bab-ı Esrar isimli yazımızın yorumlarında da tartışılmıştı ) [...]

    YanıtlaSil
  10. Ahmet Ümit 'in Bir Gazeteye Kitabı İle İlgili Verdiği Röportaj

    - Niçin Şems-i Tebrizi`den hareket ettiniz?

    - Bu kitap aslında benim Bir Ses Böler Geceyi, Patasana, Kavim gibi romanlarımın izlek olarak bir devamı. Bu kitap Anadolu`daki Tasavvuf`un önemli damarlarından biri olan Mevlevilik ve Mevleviliğin oluşumuna dair... Ve Mevleviliğin oluşumunda etkileyici olan bir adamın, yani Şems-i Tebrizi`nin üzerine benim yorumum. Üç yıl önce Mevlana Türbesi`ne gittim. Ama kafamda roman yazmak filan yoktu. Çok görkemli bir türbe. Sonra Şems`in türbesini ve camiini gördüm. Çok küçük, mütevazı bir yer. Etkilendim, `Niye böyle?` dedim. Çünkü biliyorum ki Şems, Mevlana`yı yaratan kişi. Merak ettim, okudum, bir baktım ki; Şems yedi kişi tarafından öldürülmüş, öldürenlerden biri de Mevlana`nın ortanca oğlu Alaaddin. Çarpıldım.

    - Koyu Mevlana âşıklarının itirazları olabilir mi kitabınıza?

    - Burası tabular ülkesi. Din, toprak, bayrak, Atatürk tabu. Mevlana da birileri için tabu olabilir. Onların görmek istediği Mevlana, turistik. Bildikleri de `Gel kim olursan el,`den ibarettir. Şimdi, bu adamı olumsuzlamak değil, ama meselâ Kimya Hatun(Mevlana`nın evlatlık kızı) olayı bir problemdir orada. 14 yaşında bir kızın 60 yaşında bir adama verilmesi... Denilebilir ki, `O zamanlar bunun önemi yok.` Ne zaman var peki. Ve Alaaddin`in o kıza aşık olduğunu bile bile veriyor. Ama gözü aşktan dönmüş adamın. Kitapta da diyor ya, aşıkların bir tek ahlakı vardır, o da aşktır. Onların aşkı ne kadar yüce. Şems `Bana kadın lâzım,` dediği zaman, Mevlana`nın ona karısını sunacak kadar aşktan gözü kararmış. Tabii Şems bunu kabul etmiyor, o ayrı.

    - Kitapta Alaaddin`le ilişki kuruyorsunuz...

    - Bence orada, Kimya ile Alaeddin gerçek kurbanlar. Onlar birbirine âşık ama Mevlana kızı 14 yaşında Şems`le evlendiriyor. Bu çok karmaşık bir hikaye. Şems, devrimci bir derviş. Mevlana ile Şems 1244`te Selçuklu döneminde karşılaşmış. 1240`ta Selçuklu`yu sarsan bir ayaklanma oldu. Babai ayaklanması. Bu ayaklanma aslında heterodoksi dervişlerin, bozulmaya ve yozlaşmaya başlayan Selçuklu iktidarına ve Selçuklu iktidarının `resmi İslam`ına karşı bir ayaklanmaydı. Şems o çizginin adamı. Mevlana`yı alt üst eden de o. Mevlana Melameti tarikatına mensup. Ama Şems bambaşka, aykırı bir noktadan geliyor. Yani düzen dışı İslamiyet diyebiliriz buna. Bir de çok tuhaf bir karakter gerçekten Şems. Yazdığım şeyler gerçekçi yani. Çoğu zaten Ahmet Eflaki`nin Ariflerin Menkıbeleri kitabına dayanıyor. O kitabı da Mevlana`nın torunu anlatmış Eflaki`ye.

    - Yani sizin kurguladığınız şey, bir yanıyla sadece baş karakter Karen Kimya`nın hikayesi?

    - O, ve bir de Şems`e karakter kazandırdım. Şems, `Mevlana benim projem,` diyor ya. Tanrı`ya `Bana sevgililerinden birini göster, karşılığında canımı veririm,` dediği hikaye var ya... O hikâyeyi kurguladım. Mevlana`nın Mevlana olabilmesi için, Şems`in bu projeyi gerçekleştirmesi lazımdı. Tıpkı peygamber Hz. İsa gibi. Eğer Hz. İsa ölmeseydi Hıristiyanlık da var olmazdı.

    - Kitabınız günümüzle de bağlantılı yazılmış.

    - Evet, iki dil kullanmak istedim. Bir, Karen Kimya`nın Yakut Otel`in yangın soruşturmasını yaptığı bölüm, yani bugünkü polisiye; diğeri, geceleri Şems`le beraber yolculuk yaptığı mistik gerilim. Bu Tasavvuf`a da uygun bir şeydi benim için, çünkü Tasavvuf`ta iki dünya vardır. Manâ alemi ve maddi âlem.

    YanıtlaSil
  11. Ben de bab-ı esrar'ı okudum ve çok beğendim . Ancak kafama takılan bi yer var . Karen Konya uçağındaya Karen bu yaşadıkları rüya mı yoksa gerçekmi? yani Konya ya gerçekten iniyor mu? Çünkü romanın başında inişe yarım saat var diyor , sonunda da aynısı geçiyor . Arada geçen olayların hepsi mi rüya , yoksa olaylar konya ya gelip ayrılana kadar mı gerçekleşiyor, ben bunu anlayamadım ? Anlayabilen bir arkadaşım varsa yardımcı olursa sevinirim

    YanıtlaSil
  12. [...] Kokusu - Kavim - Kukla - Ninatta’nın Bileziği - Patasana - Şeytan Ayrıntıda Gizlidir - Babı Esrar - İstanbul Hatırası - Masal Masal [...]

    YanıtlaSil
  13. Eren Seçilmiş24 Temmuz 2011 14:26

    Ahmet Ümit'in Bab-ı Esrar kitabını okudum ve gerçekten çok beğendim ancak bir noktada kafam takıldı Şems Yahuda yı savunurken Hz. İsa'nın insanlığın günahlarının bedelini ödediğini söylüyor bildiğim kadarıyla bu Hristiyanlık inancının kabul ettiği bir esas İslamda bu şekilde bir inanç yok bir diğer sorum ise Yahudanın tüm kötülükleri üzerine çekmek için Hz İsa yı 30 gümüşe satması , madem hain olup tüm kötülükleri üzerine çekecek yani Şemsin deyimiyle fedakarlık yapacak o zaman 30 gümüşü almasa daha iyi olurdu diye düşünüyorum-kısaca hain diye düşünüyorum- bu arada bu sözler gerçekten Şemsin mi sözü yoksa yazarın kendi şahsi düşüncesimi?

    YanıtlaSil
  14. Eren güzel yerlere dikkat çekmişsin ama keşke sayfa numaralarını da yazsaydın. Bab-ı Esrar'ı okuyalı oldukça çok zaman oldu sayfalarını bulmam güç inşallah bu konuda bilgili biri yanıtlar sorularını...

    YanıtlaSil
  15. [...] önce Ahmet Ümit’in Bab-ı Esrar‘ını okuduktan sonra etkilendiğimiz ve beyitlerinden alıntılar yaptığımız yazımızı [...]

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sultanı Öldürmek Kitap Yorumu ve Fatih'in Ölümü Üzerine

Ayşe Kulin - Bir Gün Kitabı Yorumu

AYŞE KULİN- HAYAT DÜRBÜNÜMDE 40 SENE (1941-1964) KİTAP YORUMUM

Moskof Cariye HÜRREM SULTAN- Demet Altınyeleklioğlu