Ferrari Filminin Yorumu



Enzo Ferrari filmini ilk kez üniversitede bir eğitim sırasında izlemiştim. Eğitimcinin filmi bizlerle paylaşma sebebi Ferrari fabrikasının sahibi Enzo Ferrari'nin bu efsane markayı yaratırken gösterdiği irade ve istekti. O dönemde filmin tamamını izleyememiştim ama uzun uğraşlar sonucunda bu filme tekrar ulaştım.

Enzo Ferrari'nin bir gazeteci ile röportajıymış gibi başlayan film, ilk olarak Enzo'nun çocukluk günlerine gidiyor. İlk otomobillerin (FIAT) onun düş dünyasında yarattığı kıvılcımları izlettiriyor. Yaptığı tahtadan arabayla yarışırken "daha hızlı daha hızlı" diye bağırması hem hırsını hem de inancının yansımasıydı.

İnancının diyorum çünkü, Enzo yıllar sonra Torino'ya dostu Beppe'nin yanına gittiğinde bir kafede buluşacak olurlar. Buluşmaya gittiği sıra Laura ile kaza sonucu çarpışırlar. Enzo bu çarpışma sonrası özür dileyen Laura'ya bir buluşma teklif eder. Laura bunu düşüneceğini söyleyip ortamdan ayrılır. Onun arkasından bakan Enzo tıpkı küçüklüğünde araba yarışı sırasında yaptığı gibi yine kendi kendine söylenerek "dön , dön , dön" der ve Laura geriye döner.



Aklına güvenen ve insanları hayalleri doğrultusunda yönlendirebildiği inancı güçlenen Enzo, Ferrari fabrikasını kurar, hedeflerine ulaşır. Ancak artık Enzo için hesap vakti gelir. Yaşı ilerlemiş olgunluk dönemine ulaşmış Enzo'nun evlilik dışı bir birlikteliği daha vardır ve o birliktelikten birde oğlu vardır. Laura'dan olan oğlu Dino Ferrari ise ciddi bir kas hastalığına yakalanmıştır. Oğlunun hastalığı karşısında, hedefleri için sert adımlar atarak yükselen Enzo Ferrari çaresiz ve güçsüz kalır.



Akıcı ve hoş bir film. Bir Ferrari fabrikası hikayesinden çok daha fazlasını anlatıyor. Bulursanız izlemenizi tavsiye ederim.

Buradan sonraki bölüm FikirBulutu isimli blogtan alıntıdır:

Alfa Romeo ile görüşmeye gider. Siz daha fazla satışa odaklanmalısınız, yarış bölümüyle zaman harcamamalısınız. Ben spor araçlar bölümünün tamamını üstelenmek istiyorum der. Üstelik aynı konuşma içerisinde cebinde tek kuruşu olmadığını ama Alfa'yı dünyanın en huzlısı yapabileceğini söyler. Alfa da tabiki dikkate almaz. Alaycı bir şekilde; bize önerebileceğiniz hiç birşey yok der.

Enzo müsade isteyip odanıın dışında bekleyen arkadaşının yanına gider ve: "Başardım, bundan daha istekli olamazlardı. Kontratı imzalamaları uzun sürmez" der. Arkadaşının elindeki projeyi alıp tekrar içeri girer. Projeyi masaya serip; bu kağıttaki kuru laf değil, benim hayatım der.

Alfa yöneticileri tesise ihtiyaç var der. Enzo ise benim var der. İnsan gücünüz var mı peki diye sorarlar.

-- İnanmayacaksınız ama ustalar ve teknisyenlerle birlikte, piyasanın en iyi mühendisi de bende.

-- Mümkün değil. En iyisi Vittorio Jano'dur. Fiat'ta çalışıyor. Bugüne dek ona gerçektende çok iyi tekliflerde bulunduk ama her defasında bizi reddetti.

-- Belki de o tekliflerin hiç birinde hayal olmadığı içindir. Bunu anlamakta zorlanabilirsiniz, ama hayaller bulaşıcıdır.

Enzo tekrar odanın dışına çıkar ve beklemekte olan arkadaşını içeriye alıp: "Beyler, huzurlarınızda Vittorio Jano" der.

Sizinde belki elinizde hiç bişey olmayabilir, o zaman Enzo Ferrari'nin olmadığı gibi. Ama hayalleriniz her zaman olsun ve fikirlerinize yol göstersinler.


Yorumlar

  1. Üniversitedeki eğitim sırasında izlediğimiz kısacık bölümünde bile çok etkilenmiştim. Şimdi bu yazıyı okuyunca yeniden anımsadım, harika bir filmdi, eline sağlık :)

    En kısa zamanda edinip izlemem gerekiyor sanırım :)

    YanıtlaSil
  2. Başarı için yaşanılması gerektiğine asla inanmam sadece hayallerimiz için yaşarsak gerçek başarı kendiliğinden bizimle olacaktır...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AYŞE KULİN- HAYAT DÜRBÜNÜMDE 40 SENE (1941-1964) KİTAP YORUMUM

Ayşe Kulin - Bir Gün Kitabı Yorumu

Sultanı Öldürmek Kitap Yorumu ve Fatih'in Ölümü Üzerine

Moskof Cariye HÜRREM SULTAN- Demet Altınyeleklioğlu